dile gelen ev..

yoğun bir sis kapladı gökyüzümü
inceden ıslandı saçaklarım
sular döküldü kiremit aralarımdan
ağlayan gözyüzünün muhteşemliğiyle mest oldum yine.

sabaha doğru bir gürültü uyandırdı beni parlayan güneşe selam verdim önce
görev başı dedim başını salladı güneş ışıltılı bir gülüş fırlattı duvarlarıma.
sonra günün gürültüsünü çektim içime giden çöp kamyonunu izledim sessizce.
günün debdebesine kaptırdım kendimi.
gelenler gidenler değişenler değişenler değişenler.
baş döndürücü bir hızla yaşlandım.
bir bir kesildi yol kenarımdaki ağaçlarım.
sonra dokunulmaz sandığım gölge yapan çınarlarım.
sıranın bana geldiğini sezer gibiydim artık.
gidenim çok gelenim azdı.
bahçe duvarını aşan seslerdi yaşantım.
geçip gidecektik.
geçip gidenleri izlemekle geçmişti yıllarım.
çok olmamıştı tanışalı.
kıpırdattım sigortanın bulunduğu yanımı.
bir kıvılcım çıktı önce,
sonra kızılca bir hoşçakalla uğurladım yaşamımı.