uzun bir aradan sonra tekrar garip sokakta...



Yorgunken ne kadar yorgun olduğunu anlatmak gibi,severken ne kadarlara takılmak gibi anlamsız şeyler yaptığımı düşünüyordum orada öylece elimden bir şey gelemeden biçare otururken aklıma üşüşen senaryo dizisine her saniye yenilerini eklemekte yarış içerisindeydi beyin hücrelerim.

Daha kötüsünü de görebilirdim dayanamayacağımdan daha ağır bir yükü omuzlarımda bulabilirdim. Şanslıydım bir parça ama sadece küçük minicik bir parça.


Somut anlamda onu tanımadığım gerçekti evet ama bir yerlerde birilerine karşı tanıyıp bilmeden duyduğunuz yakınlık hissi. Bunun benim için normalin ötesinde olduğunu çok geç farkedebilmiştim.

O gün o telefon geldiğinde gidip gitmemekte şüphelerim vardı evet adres yine o sokaktı ve ben o geceki silueti unutamıyordum. Korku değildi bende yarattığı duygu meraktı safi karşı konulamaz bir merak .

Yine de fazla düşünmemiştim .Telefondaki gizemli sesle umduğumdan farklı tanışmıştık. Umduğum anormal şeylerdi ve biz gayet normal bir mekanda yine o sokakta bir kafede etrafımızdaki diğer insanlarla beraber oturuyorduk.

Sokakta yürüyüşe çıkıyoruz yine o sessizlik çöküyor üzerimize. Bu kez merakımın  istediği şeye yaklaşıyor gibiyim. Ellerim titriyor çantamın fermuarıyla oynuyorum. Omuzlar dik kendinden emin çantamda ilaçlarım en üstte evet en üstte biber gazı diyorum rahatlatmak istiyorum kendimi. Bir şeyler söylüyor ve belki benim buraya gelmem için nedenlerden biri, belki tek neden duymuyorum. Kulaklarım uğulduyor.Ellerimle kulaklarımı kapatıyorum. Ana caddede iki arabanın gürültülü çarpışı canlandırıyor sokağı olduğum yerde çömeliyorum ellerim kulaklarımda. Korkmuyorum bu hisle yeni tanışıyorum ve bu histen garip bir şekilde hoşlanıyorum. Bu hoşlantı bir tiksinti uyandırıyor midemde. Kendimle çelişmeye devam ediyorum.

Çelişkilerim içinde titreyen ellerimi çekiyor kulaklarımdan.


Ölmeden ölmeye yaklaşmak gibi içindeki  bütün kötülüğü kusmak gibiydi ona dokunmak. Her saniyesi ürkütücü her saniyesi arınmak.

Tüm bu zarafete karşı çekiyorum ellerimi gözlerimde cam parçaları sıkışmış bedenleri kurtarma çabaları orada öylece kaç dakika çömeldim bilmiyorum.

Sonra kendimi evimde buluyorum tüm bunlar neyin nesi rüya mı gerçek mi ayırt edemiyorum.Gözüm dışarı takılıyor.Elleri ceplerinde uzun montlu adamı görüyorum belki o siluetin sahibi bilmiyorum. Su içmek için mutfağa yöneliyorum kulaklarımda kalan uğultuyu duymazdan geliyorum.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------

  Dura dinlene ilerliyorum sıkılmadan oku istiyorum sadece bir son var mı ben dahi bilmiyorum.
  Bu aralıklarla hikayeyi unutturduğumu biliyorum elimden geleni zorlamadan sunmamın tek yolunun bu olduğunu sana anlatabilmenin bir yolunu arıyorum.

http://birgaripseyma.blogspot.com/2012/09/garip-sokak.html
http://birgaripseyma.blogspot.com/2012/09/garip-sokaktan.html

Yorumlar

  1. yine gizemli heyecanlı ki.
    ğek de rüyaya benzemiyor.
    bakalım kim.
    :)

    ama sondaki açıklama daha gizemli.
    kime anlatabilmek acaba.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. her şeyin açıklamasını bulucam sonunda ihiihhi bulabilirsem arıyorum ama kim kimdir yazdıkça bulucaz bi yerlerde umudum bu yönde aay amma karışık oldu bu cümle :))

      sonda da kime sorusu oluşturdum demekki kafanda ordaki amaç gizemlilikten ziyade hikayeye kendini kaptıran şeyma gözlerini yoran okuyucuya gecikmemin sebebini anlatmaktı içime karakter kaçtı napiim yaa:))

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar