Yaz Hanım Kızım -Öykü-


İki çözümümüz vardı. Aslında normale oranla şanslıydık. Aynı sözleri tekrar tekrar duyardınız. Bitmek tükenmek bilmez yaşantınız tekerine taşlar takılmasına rağmen yavaşlamaz,her taşın üstünden bir şekilde atlayıp daha berbat bir hal alırdı.

Sıradakiii.

Yaz hanım kızım.

Ne kadar üşürse üşüsün elleri mümkünü yok ısıtamazsınız. Mizacıdır sanki şikayetçilik. Neyse ne ben ve ondan hoşlanmak. Dünyada bir erkek o bir kız ben kalsam kat'a.

Ellerle ne alakası var geleceğim şimdi. Annem olacak zat-ı muhterem tutmuş kendini bilmeze eldiven örmüş.

Neymiş efendim eski komşuymuş münasebetimiz varmış, jestmiş, kibarlıkmış.Aynı şehirde okuyoruz güya yüzünü görsem baş eğer geçerim o ayrı, ama o illa bulaşacak bana.

Annemler nasılmışmış. Yurt sıcakmışmıymış. Bir çay içelimmiymiş.

Yok efendim istemem vallahi de billahi de tillahi de istemem çayını hangi şanssız kızla içerse içsin.

Neden ondan kaçıyormuşmuşum, bu akşam onu dinlemeye gitseymişim ya. Yurt orası yurt ey gidi paşam senin öttüğün yerin kapısı açıldığı zaman, benim yattığım yerin kapısı kapanıyor dedim ben de.Bir bozuldu ki tenceremin düdüğü,oh oldu müstehaktı.

Ellerini cebine sokup yayvan yayvan yürüyor.Nasıl sinir oluyorum anlatamam.

Sıradakiiii.

Yaz hanım kızım.

Eldiveni verdim. Ama ne vermek al dedim bunları akşam yaktığınız tenekenin içine at sonrada elini sok o ateşe ancak ısınır.

Ne o beni mi yakacaksın demesin mi?

 Sen pire olsan bu şehir koca yorgan şüphen olmasın yakardım bu şehri orta yerinden. Yazık ki tüm insanlığın yükünü sırtlayıp seni bu dünyadan temizleyemem.

Bu kadar mı nefret ediyorum bu eski komşu sünepesinden?

Utanmaz sorarsın da sen şimdi.Ama nedeeen?

Gel şöyle anlatayım, geçmiş zaman ben orada burada koşturan namuslu bir küçük kızım. Malumunuz utangaç çıtı pıtı bir şey. Henüz ergenlik denen evrim-i şahaneden geçmemişim nasıl da güzelim sormayın  gitsin.

İşte efenim annem muhterem beni komşuya götürüyor. Taş bebek misali oturuyorum. Oh ne ala aman da ne kadar güzelim oğlum olsa kendimi oğluma alırdım.

 Ben öyle bilmem kaçıncı Elizabeth'in tahttaki aseletiyle otururken kanepede, bir çocuk sürüsü sökün ediyor odaya. Bıcır bıcır nasıl da tatsız.Çocuğun dudaklardaki uğursuzluğu seziyorum anında. Allaaah namusum tehlikede.Asaletimden ödün verip çocuk akıllarıyla sapıklıklarını örten bu canavarlardan kaçmanın bir yolunu bulmak gerek. Ama ne kaçmak ama ne kovalanmak. Ben asilim tabi minik ayaklarım dayanamıyor bunca koşuya, duvara dayanıyorum. Geliyor geliyor, nefes nefese, dudağı yalan değil bir karış önde. Hemen koşuya yeltenmeme kalmayıp şlap diye yapıştırıveriyor yanağıma öpücüğü.

Hah işte bu nefretim o tükürüğün bana bulaştırdığı virüstür vesselam.

Sıradakiii.

Yaz hanım kızım.

İki çözüm dedim sadede gelmedim lafı uzattım. O beyimize göre yüzyılın gevezesiyim. Bir de utanmadan nobel ödülünün üstüne böyle yazdırıp önüme koymuş. Doğum günü hediyesiymiş. Nereden öğrenmiş ola da böyle iğrenç esprilerle önüme gelmiş bir merak bir merak. Al dedim ben sindiremem bunu sen müsait...

Müberra süreklemiş beni o gün hiç hatırlamam. Müberra sınıf arkadaşı. Kanka değil olur mu sanmam. Ne yakın ne uzak o bana karşı ama ben uzağım. Ben herkese uzağım çünkü buradaki her şey ve herkes bana tuzak

Dedim ya bu adamı öldürecektim ki bu şartlarda mümkünü yoktu. Ya da onu öldürecek başka düşmanlar edinmesini sağlayabilirdim.

Bu nasıl mümkün olurdu Tanrıım bunu nasıl başaracaktım?

Hayatımın gayesinin böyle saçma bir şey olduğunu duysa rehberlik öğretmenim pekala yüzüme tükürebilirdi. Ben de aa yağmur yağıyor deyip, bende ektiği pozitivizm tohumlarının meyve verdiğini gösterirdim.Ne ala!

Neyse ne, muhterem bak dedim Tarık abi sen de ses var gel bizim buralarda iki gitar tıngırdat neden kendini kapatıyorsun bodrum katlarına. Rutubet kokulu yer, köpeği koysan münasip işini görür kaçar. Neyse bu sofistike sanatçıyı ikna etmek kolay olmadı.

Üniversite kantininde iş ayarladık,gıcır bir imajla bir işler karıştırmaya bile başladı. Hayır amacımdan bu kadar şaşacak adamı nasıl seçmişim?

Bizim bu münasebetimiz olan münasebetsizle yakınlaşmamız böylece oldu.Bu Tarık ağabey ,bunu demekten utanıyorum artık, gidip münasebetsizin gitaristine aşık oldu.

Bomba bir, bu gitarist dallaması siz onu kız sanıyorsunuz ama sakalıyla bıyığıyla pekala erkek idi benim Faruk ablabeyciğimin duygularıyla oynadı. Hayır dalga geçmiyorum her şey benim başıma patladı.

O sidik kokulu cehennemine dönerken ben bilmem ne rock akımının müptelası olmak üzereydim. Yurttan her gece kaçıp alkolik fotoğrafları çekiyordum. Yine eroin kokain gibi içe çekilecek bilumum şeylerden iyiydi fotoğraf çekmek.

İşte bu münasebetsiz de beni fotoğraf çekerken kollayanlardan biriydi.Çoğu gece arkadaşlar alkolik kervanına katılır biz ikimiz kalırdık. İşte Tarık ablabeyimi de her gece şu meyhaneye bırakırdık.

Başıma neler neler geliyordu.Bu münasebetsiz yanımda çınar değil mübarek kavaktı. Benim de aksi gibi polene alerjim vardı.

Bir alkolik elindeki şişeyi bana doğru savurdu da  karnıma gelecekken kafama geldi o kadar da iyi yürekli.
Bir gece de adam yüzüme bardağı boşaltıyor-pek efendi yanında bardak taşıyor- şlap işte o yıllar önceki öpücüğün sesi. Alkol temizler ama ooh mis gibi. Hayır bir damla yuttum kaç gün namaz kılamam onu düşünüyorum?

Sıradakii yaz kızım.

Bu sapık ruhlu şahıs -yaz günü ki ceketimiz yok- sen ter kokulu pis t-shirtünü yüzümü silmem için ver. Giydiği atlette yüzücü atlet. Tanrııım neden beni sınıyorsun diyerekten en temiz kısmının sırt kısmısı olacağına karar verip yüzümü tiksintiyle sildim.

Gene mi kurtulamadım heriften?

 Bu arada o eldivenleri kıştan beri çıkarmıyor hayret bir şey tamam   ellerin soğuk anladık da yani yaz günü eldiven mi takılır? Kainatın iki alem şahsı olmaya yana yakıla yaklaşan bizden bir çift olur muydu duyumlarını alınca pılımı pırtımı toplayıp amcama kaçtım.

Bursa'ya, ohhh camisi bol memleket. Benim de günahım bol. İşte çift dediğin böyle olmalı dedim. Anahtar kilit; DNA daki adonin,sitozin,guanin,timin gibi. Gözünü sevdiğim Allah'ım aklıma mukayyet ol.Sen en doğrusunu bilensin.
Sadakallahülaziim!

Yorumlar

  1. son zamanlarda yazdığın en güzel yazı bu bence :)

    YanıtlaSil
  2. eğlenceli bir yazı olmuş.)

    YanıtlaSil
  3. DNA' da Adonin ve ''Urasil'' , evet amin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaa evet o Dna da yok değil mi nasıl da şapşiliğim timin yerine urasil yazmışım aklımın oyununa geldim işte çok teşekkür ederim söylediğiniz için :)

      Sil
  4. Bu kaderle gidip o adamla evleniyormuşsun bir de:))) Hayırlısı olsun :p

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahaaa öyle olsa işte felaket olabilir amaaa :) :) :)

      Tabi hayırlısı :D

      Sil
  5. okudum sonundaa bugün ki laflarınızdan sonra okumam farz olmuştu zaten :)
    yazıya gelince Allah bi daha onunla aynı ortamda bulunmasını nasip etmez inşallah deyip gidiyorum :D
    çok sevdim ama eğlenceli kişilik seni :D
    ha bu arada yılın gevezesi ödülünü bi ara haticiye almayı düşünmüştüm aha da itiraf ediyorum :D o kadar lafından sonra bunu söylemem de büyük cesaret yüs puan bana :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Delisin bea ne deyim sana şimdi :-D
      Sevdiğin biri kötü esprik yapınca gülüyosun ki ama :-D

      Amin diyeyim o zaman :-)

      Sil
    2. haticinin çoğu lafına o yüzden gülüyoruz zaten sadece sevdiğimizden :P :D

      Sil
  6. Yaz hanım kızım.
    Bu güzel öyküyü yazan Şeyma'nın ellerine bir çift eldiven tedarik edilecek; kış günü üşümesin elceğizleri :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şeymanın elleri hep üşüyor eveet bir çit eldiven bu güzel sözlerin içimi ısıttı bilekiii teşekkür ettiiim :)

      Sil
  7. yaz kızım çok eğlenceli olmuş bu :)

    yine geçmişten geçmişten okumaca :)

    bu gün daha erken gelecektim aslında ama vikipedide kayboldum azıcık sonra da birinin bilgisayarına format atmam gerekti yine ay nereden buluyor bu işler beni anlamıyorum hiç format lafı duymak istemiyorum artık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hehe geliyorsun çingum çok teşekkür ederiiim :)

      Anlıyorsun o işlerden sen ondan sana geliyor sanırım hihi :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar