Ilgın Olmak 4

Merhaba;

Haydi gecenin şerrinden selametle kurtulduk diyerek uyandım. Elimde bir fincan kahvem,kahve fincanım nescafenin kazı kazan kampanyasından hediye ama. Oh nasıl da tatlı kahvem var benim nasıl da şeker şansım var.

Dün yağmurun ıslattığı kaldırımlarda ıslaklıktan eser yok. Çimenlerin yeşilliği müjdeliyor baharı. Her canlı mahlukat gibi ben de uzatıyorum başımı. Bakayım diyorum bu muhteşem evrende neler dönüyor? Dünyanın hızından olsa gerek hani başım dönüyor gözlerimi kapatıyorum. Güneş gıdıklıyor göz kapaklarımı.Çocuk kahkahalarına kanıyorum. Neşe içinde yürüyorum uzun bir müddet, cadde boyu giden kalabalık yutuyor beni, en çok kim nereye giderse oraya gidiyorum.

Çamurdan eşekcik yapan çocuğu anımsıyorum kitap raflarında gezerken gözlerim. Kitap Mustafa Kutlu'nun adı Sır. Şeyhli bir kitap bu,bir köylüye geçecek olan yüce makam var benim hatırladığım. "Yok beyim" mi diyordu kitapta. Tarlalar sırayla sulanıyordu,o zaman damla sulama yok tabii. Sonra sırayı önceden kapanlar oluyordu. Hani beş dakika önce suyu kesip kendi karı sayan "alçak" gönüllüler. Neyse mesele o değil mesele çamur eşekcik ve üstündeki küçük çamur adam bir de buğday çuvalı. Görüyor musun masumiyeti?

Karşı kaldırımda bekleyen biri var. Sağ omzundan bir kelebek havalanır belki yarın. Bu sözcüklerim sana ulaştığında hava kararmıştır belki. Bir yıldız göz kırpar hüzün kalpli bir çocuğa. Gülümse deriz birbirimize hadi deriz bir kişinin yıldızı da biz olalım böylece.

Sesimin ulaştığı kişi kimseye benzemeyen ve herkese benzeyen bir parça. Ayrılıklarımız tutkalımız olsun daha güzel değil mi? Sil gözünden hüznünü.

Ve uyurken sen lolipoplar girsin rüyana, ip atlarken her sayıya bir mani söyle senden yürekçe büyük çocuklarla.

Ve ben burada sana gülüşler bırakan çocuk, seni paylaşıyorum hayatla.

Ve hayat benim cömertliğimle  ne kadar şanslı oysa.

Sevgiyle...

Samimiyetle...

Ilgın