Kara Kutu



Aslında bakarsan fark ederdi.

Hani fark etmez demiştim ama laf ağzımdan öylesine çıkıvermişti.

Ne yapabilirdim? Bu bu olsun, bu da şu olmasın demek zoruma gitmişti herhalde. Daha kötüsü vardı bir ömür boyu onun ızdırabını çekebilirdim. Fark ederdi ama ben kimseye bir şey fark ettirmezdim.

Zaman geçiyordu. Ve beraber yaşlanıyorduk dünya ve ben. Benim bir günüm onun küçücük minicik bir saniyesi bile değildi belki, uzaktan bakınca bir toz zerreciğinden çok da farklı değildim.

Bir dakika kafamı karıştırmayın düşünmeye çalıyorum. Yapmam gerekenler var.

Akışa kapılamıyorum.

Rüzgar bir çok yaprağı sürüklüyor, ben iki küçük çalının arasına sıkışıp kalıyorum.

İnanıyorum.

Onların samimiyetine inanıyorum ve karşılık olarak kendiminkini veriyorum onlara.

Ah ne güzel yanılıyorum ben yanılınca.

Ve en iyi öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum, tecrübelerim.

Konuşuyorum yol boyu kendimle. Yokuşlarda nefessiz kalıp yoruluyorum.Susmuyorum ama hiç susmuyorum.

Orada kağıda bir şeyler karalıyorum, kimseye gösteremem.Sonra buruşturuyorum kağıdı ve yeniden açıyorum. Ütülüyorum elimle onu, düzelebildiği kadar düzeltiyorum .Uçak yapıyorum.Acemi mühendis ellerimden acemi bir pilot çıkıyor az sonra. Kalkış başarılı, iniş vasat. Kara kutusu açılmalı dünyamın. Kazaya ne sebep oldu görmek istiyorum.

Uçağın çakıldığı yere kayıyor gözüm. Nasıl oluyorsa mesafeleri katedip bir insanın ayaklarına sürükleniyor.Olmaz diyorum dur orada henüz enkazın incelenmedi, yolcular sıkışmıştır belki dikkatlice açılmalı kanatların. Oysa uçağın talihsizce yolunu kesen genç eğilip alıyor kağıdı yukarı bakıyor ben de yukarı bakıyorum. Kelimelerimin başını koparacaklar,kan bulaşacak eline bırak diyorum. Genç beklemediğim bir dikkatle açıyor kağıdı.
"
 Bir tutam umut getirmiş bana bahar, eğilip kokluyorum. Ne güzel diyordu yazar: "Güneşin anlattıkları herkese iken , yağmurun anlattıkları herkese göre değildir , öğrenirsiniz.Yaz geçer , güze girmişsinizdir."
Yağmurun anlattıklarına kulak vereceğiz beraber ve az sonra herkes olmaktan çıkacak olan varlığın ruhuma dokunacak. 

İşte bu satırlar bir uçağın sırtında, işte ben zaman ve mekandan uzak işte şimdi senin göz ucunda.

"

Kağıdı katlıyor cebine koyuyor. Mimiklerini göremiyorum. Yüzüm kızarıyor,ateş basıyor birden beni. Görülmekten şikayetçi, fark edilmekten memnunum oysa.

Söz tekrar fark etmeye geliyor.

Fark etmez diyen kendi sesimi duyuyorum.

Ne de olsa tanımıyor  beni ve bir mucize olmazsa tanıyamayacak asla.


~Öykümsü~

Yorumlar

  1. sizin üçlünün okul durumu noldu yaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. biz üçlü olarak yaz okulundayız dipidiiip haticik in vizeler iyi selvet in fena diil benimki en kötüsü ama düzelcek inşallah :-)

      Sil
  2. Platonik aşk kokuları aldım bu öyküden :) Selamlar sana ey Şeymaa!! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeyneeep hoşgeldiin :)
      Platonik mi aşk mı karakterindir o ben kendi halinde bir kızcağazım yoksa :D

      Sil
  3. Heyt yavrum! Dokturmusun yine. Boyle bise sahiden oldu mu olduysa benim niye haberim yok? Olmadiysa olsun bak valla ne hos olur ayy bak gozumde canlandirdim da yapalim mi bunuu :D evde durmak bana yaramiyoo :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oy kuzusuuuu naptın sen yaa :D Musmutlu ettin beniii :)

      Yok kız olmadı olsa durur muyum anlatmadan Allah muhafaza hem aa:D

      Ya gel bana diye boşa demiyom değ mi :D :P :D

      Sil
  4. bu yazı güzeldi bunu yorumlarımla mahvetmiycem (diğerleri çirkin gibi bi anlam çıkıyo ama deliler ne dediklerini düşünmezlermiş fikirleri neyse zikirleri de o olurmuş :D )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Olsuun bea anlıyorum ben seni :D :D
      Sağolasıın :D

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar