Kayıp Vadi -başlangıç-


Her şey ama her şey öylesine yavaştır ki bu yavaşlığın sizi öldürebileceğini düşünürsünüz. Zehirli bir acelecilik damarlarınızda akarken sabır denilen erdemin demir parmaklıkları boğazınıza kadar dayanmıştır.

Bir nefeslik yer. Yerin dibinin de dibi. Ait olduğunuz yerden metrelerce uzaktayken ya da kilometrelerce veyahut tarifi mümkün olmayan ölçütlerce; ne kadar özgür olduğunuzun bir önemi yoktur.

Kapılardan gölgeler geçiyor, kapılar açılıyor kapılar kapanıyor. Şimdi aşağı inme zamanı. Dehlizlerin dehlizlerinde sürünen karanlığın sesleri yerin yüzüne ulaşalı kaç asır olduysa ve bu seslerin ulaşması kaç asır sürdüyse buraya değin o kadar sabır.

Sabrın taşı çatladı. İki çocuk parlak inciden yapılmış bir tesbihi çekiştirmekle meşguldü. Tesbih kırıldı, yere saçıldı 99 inci tanesi.Yalnızca bir isme işaret eden incilerden bir tanesi yuvarlanıp yerin deliklerinden karanlık diyarı boyladı.İşte o kutsal tutsağın kaçışının gerçekleştiği gün. Tüm sözlerin bozulduğu ve düşmanın bir nebze olsun bozguna uğratıldığı gündü.

Tesbihi kıran iki çocuktan biri ağlıyordu. Diğer çocuk küfürler savurarak ayrıldı oradan. Çocuk dakikalarca ağladı minik taneleri toplarken. Tam 98 inci tanesi alelade bir ipin üstünde on sekiz yıl geçirecekti, küçük bir çocuğun masum elleri bu 98 inci tanesinin üzerinde on sekiz yıl boyunca her gün ve gece gezinecekti.

Aydınlık bir günün sabahına uyanan delikanlı rutin işleriyle uğraşmak üzere aceleyle yatağından kalktı. Bez çantasına gerekli malzemelerini koyup -bir çakı,bir sapan, bir kibrit kutusu,küçük öldürücü iğneler,  bir parça ekmek, bir kaç küçük şekerleme- yola koyuldu. Orman onu bekliyordu. Günlerden çarşambaydı, rüzgar güneyden ve ılık esiyordu. Olacakları kestirmenin mümkün olmadığı şahane bir atmosfer onu ormanın derinlerine çekiyordu.

Kekliği gördüğü zaman, geçmemesi gereken sınırı çoktan aştığını fark etti. Bugün havanın güzelliğine kanıp şanslı olacağını zannetmişti ama yanılmıştı.Bir av görene kadar dakikalarca yürümesi gerekmişti ve şimdi güvenli sınırlardan bu kadar uzakta eli boş dönmemek adına ilerlemeye devam etmesini emrediyordu zihni.

Yerlerin küçük mantar desenleriyle kaplı çimen halısında rahatça ve sessizce takibine devam etti. Ağaçların boyları uzuyor ve dallar sıklaşıyordu. Orman bir şeyin önünde dimdik durmak uğruna sanki kucaklaşıyordu. Adımları ürkekleşmeye başladığı anda keklik bir dala kondu ve görüş alanı onu avlamak için hayli uygundu.Sapanını çıkardı ve  iğnelerden birini ucuna koydu. Hedefe odaklandı ve iğneyi bıraktı. İğne ağır çekimle kuşa yaklaştı. Kuşun göğsü kabarıp kabarıp iniyordu. Az sonra soluk alış-verişleri duracak, küçük akciğerlerinde depoladığı hava son nefesi olacaktı.

Kekliğe elini uzattı iğneyi boynundan çıkarıp avını çantasına koydu. Şimdi geri dönme zamanıydı. Orman tam anlamıyla uyanmadan güvenli sınıra ulaşmalıydı.

Hızlı ve gürültülü geri dönüş yürüyüşüne başladı. Arkasından toynak seslerinin geldiğini duyduğu zaman nefesi kesilecek gibi oldu. Burada olmamalıydı. Yakalanırsa bu onun sonu olurdu, Kadim Meclis onu asla affetmezdi, bu ilk sınırı aşması değildi ve dediklerine göre Kadim Meclis bilinmeyeni bilebilirdi.

Daha hızlı ve gürültülü yürümeye hazırlandı. Akıllıca değildi biliyordu ama ormanın güvenliksiz ağaçlarına sığınmaktansa bacaklarına güvenmeyi yeğlerdi. İşte bir kol ona doğru uzanıyordu. Bir küçük tereddüt anı, ilk adım atılmadan hemen öncesi. Kol onun sağ bileğini kavradı ve kendine doğru çekti.  Tam o an atlılar sınıra doğru dört nala sürdüler atlarını. Tozlar genzine kaçarken aklı neler olduğunu idrak etmeye çalışıyordu.

Tepesinde bir ihtiyar küçük gözlerini dikmiş ona bakıyordu. Yaşlılıktan eğilmiş bedeni, buruşuk elleri ve içleri hala parlayan gözleri vardı. Bembeyaz uzun saçları örtüsünün altından görünüyordu,saçları neredeyse beline kadar uzanıyordu.Delikanlı gergindi: "Sen de kimsin?" dedi.
.
Soluk soluğaydı, korkuyordu.Kadın bilge nefesini üfürdü yüzüne. Çam ağacı kokuyordu. Belki de kokladığı sadece ormandı. Duyuları doğru çalışmıyordu.Sonra kadın konuşmaya başladı:
-"Bir el tuttu yardım isteyen bir eli, bir mucize getirdi geçmişteki cevheri."
Delikanlı bir şey anlamamıştı.
-Evladım dedi kadın neden sonra kendinden beklenen ihtiyarca konuşmasına başlamaya karar vermişti.Evine götür beni sıcak çorba ikram et, de ki kurtardım seni, bir tesadüf eseri.

Bu şiirsi konuşmalar da neyin nesiydi. Delikanlı bu küçülmüş yaşlı bedene sevgiyle baktı, korkacak bir şey yoktu belli ki. Elini tuttu yaşlı kadının. ve onu götürdü evine kadar,kapısını açtı ona ve besledi sıcak çorbayla.

Kadın teşekkür etti delikanlıya defalarca. Yolun düşecek olursa ormana dedi,misafirimsin benim. Adım İrishna. Eline küçük bir düdük sıkıştırdı. Kaybolursan çağır beni, gölgem bulur izini dedi ve delikanlının konuşmasına izin vermeden oradan ayrıldı.

Delikanlı bu gizemli olaydan arkadaşı Oxy'ye bahsetti fakat beklediği üzere Oxy onunla dalga geçti. Bütün bunlar olurken uyuyup uyumadığını sorup durdu. Keklikten dün akşam çorba yapmıştı. Düdük çantasının fermuarında asılı duruyordu. Yine de Oxy'den ona fayda yoktu.

Kasabanın kütüphanesine doğru sürdü bisikletini.

-Kurgu-


Yorumlar

  1. Sanırım fantastik bir kurgu pek sevmem fantastik türünü ama bu yazıdaki gizem dikkat çekici komşum :D

    Bir de bildiğim kadarıyla -"Sen de kimsin?" dedi. Bu cümlede konuşma çizgisi çekilmez.

    Başları biraz karışık gelse de sonuna kadar okudum. Dediğim gibi gizemli olması hoş olmuş :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevmeyen birini çektiyse sevindirici demektir o zaman :)

      İmladan hiç anlamam ya, düzelteyim dur onu şimdi. Başka da vardır dolu. Dilvin de virgül koy diye tutturdu virgüle biraz alıştım ama çizik işi çok sakatta şu an. :D

      Çok teşekkür ederim okuyan birinin olması ayrı mutluluk zaten bir de beğenili yorum tadından yenmez mhhhh :)))))

      Sil
  2. Az önce yanlış link verdim galiba :D http://saranghae-kore.blogspot.com.tr/2015/04/mim-bana-dair.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman onu yayınlamayalıımm :D
      Blogunu biliyorum ki canikom geliyorum sık olmasada mimi de hemen yapiciim inşallah :D

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar