Ölüm Çizgim Hakkında Her Şey #1


Herkesin bir yaşam çizgisi olur.

Anılar; piknikler, toplantılar, oyunlar, toplu fotoğraflar ve selfieler... Bilirsiniz işte insan doğar, yaşar ve ölür. Üzerinde yürüdüğümüz bu ince çizgiye yaşam adını vermek güzelliğine sahip iyi ruhlu insanlar olmuş. Sanırım ben onlardan biri değilim.

Eli kulağındadır şimdi gelir diyor bir ses. Bir sokak satıcısının sesi pimapen pencereleri aşıp geliyor. Yedi kilosu beş lira.Patitiiis...

E hayat kısa demiyor mu şair kuşlar mı bilmem ama kesinlikle bir şeyler uçuyor.

Geçtiğimiz günlerde ayağı taşa takılmış bir kaç insanla konuşma fırsatı yakaladım. Değil taşa takılmak, ayağı taş görmüş insanı bulmak zor cancağızım. Değil mi ki herkesin derdi kendine dert, herkesin dermanı şah damarından da yakın? Ne diyordum, işte dertli ağlar dertsiz ağlardı falan derken, dert dinleme moduna alıp ayarlarını bozduğum güzelim narin ruhumun arka odalarında bir hareketlilik hissettim. Tanrım dedim bu neyin nesi? Bu neyin işareti?

Zalim x kişisinin beni sarstığı günün evvelinde kalbimin kuşları kafesleri bir bir terk ediyormuş meğer.Ruhumun arka odalarının pencereleri açıkmış.

Böylece gel zaman git zaman bir alay konusu olduk. İçimiz şişti gülüşmelerden. Kronolojime baktığımda inişli çıkışlı gülüşmeler görüyorum daha çok.

Yine de tedavi edici bir eylem, gülmek.

Bir gülümsemeye affedebiliyorum mesela.Bir saftiriklik tufanıdır gidiyor.

Belki de günlük hayatta fazla duygu kullanıyorum.Bu kadar güvenilmez, değişken bir şeye güvenmek mi?  Yoo hayır güvenmiyorum ama kullanıyorum. Bir nevi kötü alışkanlık diyebiliriz sanırım.

Kullanmak derken, benim kullanılma tarihim geçtiğinden olacak sanıyorum,insanları iki de bir bozuyorum. Oysa ben insanları kullanmamak adına neler çekiyorum.

Yanlışlıkla y kişisini arayıp sonrasında özür dilediğim gün. Bana önemi yok, olur böyle şeyler demiyorsa o kişi benim için bir hiçtir. Üstelik ortalıkta kız arkadaşlarıyla aşkımlı, canımlı cicimli konuşan bir kişi(kız) var. Elinin körü mesajın yoksa whatsup diye bir şey var iki dakika insana mahcubiyet diye bir şey yaşatmıyorsunuz.

Dün diyorum ki bugün öldürmediysem kendimi daha da öldürmem zahir. Olur mu efendim arkadan bir çığlık. Şu dünyada ne yapıp ne edip büyük konuşmamanın bir yolu bulunmalı.

Bana sorarsan bu bir hastalık. Üç kişiden ikisi aynı görüşte oysa Atakan Bey'cim öyle mi diyor? Bu bir kurtuluş işareti, bu kokuşmuşluğa en aleni tepki diyor. Vallahi alnından öpesim geliyor sonra kötü bir fikir olduğunu düşünüp vazgeçiyorum.

Konu depresyon. Garip, karanlık bir uçurum. Yoldan dönerken o yola gidenleri engellemek lazım değil mi oysa? İnsan bir düşünüyor hangisi doğruya en yakın olan tavır? Bir arayışın bir buluşmaya döneceğinin işareti mi bu karanlık dakikalar -günler hatta bazen aylar- yoksa sadece tedavi edilmesi elzem olan bir hastalık mı?

İnsan bir kere yanlış şeylere kendini kaptırmaya görsün devamı pekala geliyor. Çünkü artık o yönden bir çevren oluyor. Yanlış kişinin yanlış kişisi olduğunu bilmeyen bir güruhun içinde yanlış işler peşinde koşabiliyorsun yarı şuursuzlukla.

Yine de battı balık yan gitmez işte.Bu düşünce öğretir insana dibin dibinin de dibi olabileceğini.
Hem eğer bu düşünceye inanacak olursam, pek muhterem geleceği karanlık görmediğini iddia edip başarısız gençleri kaybolmuş sayan hocama benzerim. Olmaz öyle şey çünkü rakamları ne kadar seviyor olsam da insanları sahip oldukları rakamlarla değerlendirmek ne açıdan bakarsam bakayım çirkin geliyor.Üstelik her insan her insanın şartlarına sahip de olmayabilir. Bir fırsat çıksa şu kutudan, bir umut kıpırtısı?

O zaman yokum Hamdi Bey'cim.Israr etmeyin kutuma gideceğim.

Aç! Aç! Aç!

Ooo bunu hiç beklemezdim çokça cesaret. İşte ihtiyacım olan şey.

Soruyorum size,hangimizin ihtiyacı yok daha fazla cürete? Hayallerimizin prangasını kıracak çekiç o. Beyaz atımız. Ne zamandır alamadığımız, bizi uçuracak olan gıcır gıcır
porschemiz.

Madem cesaretim de var sonrasında devam edebilirim bu konuşmaya.

Belki daha çok mana katarım. Belki olabildiğince saçmalarım. Belli mi olur? Gaybı bilmek bizden öte olacağına göre bekleyip görmekten başka çare de kalmaz ben biçareye.

Selamla ve sevgiyle...

Yorumlar

  1. hah haaaa iyisin sen iyisin. muzip yazmışsın benceee yineee. ben de en son depresyon yazmıştım tesadüf olmuş aynı gün hemi de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay iyiyim tabisi neden kötü olacakmışım :D
      İşte sana da yazdım dün böyle mahmur mahmur baktım yazıya sonra uyudumdu bi baktım yorum gelmiş senden benden çok yaşıycan işte bak.ben de tesadüfe bak dedimdi hihaaa :D

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar