Puslu Kıtalar Atlası- Bir düşten uyanmak zorunda kaldım*


Çok sevgili blogcum;

Ruhumun çokça incinmiş ve sarsılmış olduğu geçtiğimiz günlerde -ki sebebi ne yazık ki tam belli olamayan bir hastalığa tutulmuşçasına kıvranırken- elimde bu kitap vardı.

Kitabı bana Sema önermişti. Nam-ı diğer semmma. Çok değil bir kaç yazı öncesine dayanır. Demişti ki İhsan Oktay Anar ve Hasan Ali Toptaş** okumadıysan oku tavsiye ederim.Ben de öyleyse bir sonraki kütüphane ziyaretimde uğrayacağım raf belli demiştim.

Açık konuşayım nicedir aklımda olan yazarlardı bu öneriler. Ama ben sevdiklerimden öneri alınca daha bir aşka gelen biriyim sanırım.Üstelik böyle olunca,pek bir sevdiğim,kitapların beni seçtiği hissiyle de çokça buluşmuş oluyorum. Defalarca adlarını duyduğum, belki raflarda bir saniyelik göz göze geldiğim kitapları sevdiğim bir insanın tavsiyesiyle çekip çıkarabiliyorum.

İşte Puslu Kıtalar Atlası da böyle elime geçti.

Kütüphaneden alıp eve getirdiğimde okumakta olduğum iki kitap vardı. İnanın bana bu kitaba başlamak düşüncesini ertelediğim tüm bahanelerim için şimdi kendime kızıyorum.

Şahane bir kitap. Bir macera. Bir düş. Bir roman.

Kitap İhsan Efendi'nin denizde bir gemide bir çocuğa kızmalarıyla başlıyor. Çocuk haylaz ama ne biçim haylaz. Gemiden inince kulağından çeke çeke kendisiyle aynı adı taşıyan yeğeninin evine götürüyor. Büyük olan İhsan Efendi Arap İhsan olarak nam salmış. Yeğen olan İhsan Efendi Uzun İhsan diye. Bir de bu Uzun İhsan Efendi'nin oğlu var Bünyamin. Canım Bünyamin

Olaylar iç içe. Tarih önce İsa Mesih'ten 1681 yıl sonra diye başlıyor. Sonra gelip gitmeler var ama hep Kostantiniye olarak anılan bir İstanbul var, çok da gitmiyor yani.

Tarihi bilgiler bir yana gözümde o kadar eski bir dönemi canlandırabilmek. Sokak sokak. Çok çok güzeldi. İstanbul'u hiç bilmeyen ben için bu kadar keyifliyse biraz olsun bilenler için başka keyifli olacaktır eminim.

Bütün bunların yanı sıra kurgunun muhteşemliği yazarın dehasını gösterir nitelikte. Her zaman böyle kitapları sevmişimdir. Vaay bee dedirten kitapları. Breh breh dedirten kitapları.

Rüya mı gerçek mi tereddütüne derince bir göz atış.

Puslu Kıtalar Atlası. Birinin düşü. Bir düşün haritası denebilir belki.

Ama bu kitap illa okunmalı.

Muhakkak okunmalı.

Lütfen okunmalı.

Size bu kadar diyorum.

Benim okuduğum basımda fazlaca eski kelime vardı. Dönem olduğu için de olması normaldi ki, bundan sadesi akışı bozabilirdi. Okuyacak olanlar için de ilk başta şok olmayın akışı sonra yakalıyorsunuz. Hayli kafam karışıkken başladım ben,ilerledikçe kapıldım.

Asıl bir de Hulki Aktunç'un  "Mutlu yazar azdır. Belki de yoktur. Ama mutlu okur vardır. O mutlu okurlardan olduğumu duyumsarım zaman zaman..." diye başlayan bir yazısı var başta fevkalade.

Mest oldum sayın okur öyle böyle değil. Sık sık şaşırır, mutlu olurum kitaplarlayken. Ama kimisi başka olur. İşte Puslu Kıtalar Atlası benim için böyle bir kitap oldu.

Umarım bir gün kendi kütüphaneme de eklerim.

O vakit kitapla kalııın...

*: Zaten görülen ve görülmeyen bütün düşler, bu karanlığın ta kendisi değil miydi?

**:İhsan Oktay Anar kalp kap Ben. Sırada Hasan Ali Toptaş var.


Unutma-Sevdim:
Bünyamin'i
Uzun İhsan Efendi'yi
Müşteri'yi
Hınzıryedi'yi
Ebrehe'yi
Senelerce uyuyan Alibaz'ı
Uyku tutmayan tüccarı
İstihbarat Teşkilatı'nı
Şimşek çeker Dertli'yi
7 çocuklu kadın dilenciyi
Dilencilerin tamamını
Var olan bütün karakterleri çok çok sevdim, yüzeyde unutsam da derinde kalacaklar.

Yorumlar

  1. Bu kadar güzel lafın üstüne okumak kaçınılmaz oldu. Hasan ali toptaş da çok merak ettiklerim arasında zaten, en yakın zamanda alıp okumak lazım artık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Puslu Kıtalar Atlası çok etkileyiciydi yazarın öteki kitaplarına da el atacağım inşallah ben de. Ben hep duyardım ama konu itibariyle pek bilmezdim adına aşinaydım İhsan Oktay Anar denince akla ilk gelen kitap ve kesinlikle çok doğru bir övgüymüş. İnşallah sen de çok seversiiin :))

      Hasan Ali Toptaş sırada belki sen benden önce okursun kim bilir :))

      Sil
    2. Bu kitapla özdeşleşmiş ismi demek ki :) Geçen gün kitapçıda elime aldım toptaşın son çıkan kitabını ama satın almadım bir ara internetten topluca sipariş vereceğim tabii önce elimdeki kitapları bitirmem gerek :)

      Sil
    3. Sırada o kadar çok kitap var ki çok iyi anlıyorum bakalım kime ne zaman sıra gelecek :))

      Sil
  2. Bende çizgi romanı var. İlk fırsatta başlayacağım o zaman! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaaaa çizgi romanı da çok güzeldir eminiim. Şöyle bir konu itibariyle düşününce ooof oof. Keyifle okursun inşallah :)) Ben de Dorian Gray'in Portre'sini çizgi roman olarak okumuştum pek sevmiştim. Yaşasın çizgi romaan :)))

      Sil
  3. Ben de geçenlerde okudum Puslu Kıtalar Atlası'nı. Ama bizde İlban Ertem'in çizimleriyle basılmış resimli olan var. Sanki masalın içinde yaşıyormuşum gibi olmuştu onda da.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benimki epey eski bir basımdı yine de aynı hissi yaşadığımı söyleyebilirim çok hoş çok güzeldi :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar