Taşları Yemek Yasak - İsmet Özel


Merhaba blogcum;

Bugün ciddi bir kitapla geldim.

Sarsıcı bir kitapla.

Ruhunakitap blogunda Mehmet Akif Öztürk'ün yazısı aşağıdaki sözle başlıyor.

"İnsanı ısıran ve sokan kitaplar okumalıyız.Okuduğumuz kitap bir yumruk indirerek bizi uyandırmıyorsa ne işe yarar?"
-Franz Kafka

O kadar doğru ki bu kitap için bu cümle. Tam o olarak bir yumruk aklınıza ve kalbinize iniyor.

Bu yazarın okuduğum ilk kitabı.Nispeten daha anlaşılır olduğu söylendiği için bu kitapla başladım. Daha az ağır olduğu söylendiği için.Yine de kitabın özünü tümüyle kavrayabildiğimden emin değilim. Hem konu itibariyle hem de benim çok az kelime bilmem itibariyle bir takım zorluklar yaşadım.

Kitap pek çok konu hakkında pek çok yazıdan oluşuyor. Konu İslam. Konu Dünya. Konu yaşama biçimimiz. Müslüman olarak tavrımız.Müslüman olarak ataletimize sebep gördüğümüz bahanelerimiz.Konu Batı'nın oyunları. Bizim sandığımız bizim olmayan hayallerimiz. 

Ön sözüyle sizi çarpmaya başlıyor. İki ön söz var. Biri 2013 (hicri 1434) diğeri kitabın ilk basım tarihi olan 1985 yılına ait iki ön söz.

Ön söz, henüz kitabı okumadan uyarı mahiyetinde bu cümleyle karşılıyor bizi.

"Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat taşları yemek ilelebet yasak kalacaktır."

Taşları yemek dün yasaktı. Bugün yasak ve yarın da yasak kalacak diyor yazar.Peki nedir taşları yemekten kasıt? İnsan zaten taş yemez ki,neden taşları yemeye dair bir yasağa ihtiyaç olsun?

"İnsanın taş yemeye ihtiyacı yok diyorsun.Öyleyse şunu düşün: İnsanın ihtiyacı olandan fazlasını elinde tutması kendisi için taş gibidir.Bu yalnız mallar, servet,güç gibi nesnelerde geçerli değil.Merhamet,şefkat,tevazu gibi şeyler için de böyle.Bilgi için de böyle.Eğer herhangi bir şey insanın istifadesine açıksa ancak istifade edildiği kadar o 'şey' olur, o şeyden istifade edilmezse artık o taştır ve gerçekten onu istifadeye konu etmeksizin kullananlar taş yemiş olurlar.Sana yaramıyorsa bırak başkasına yarasın.Sana yaramadığı halde sende olan hem senin hem başkasının aleyhinedir.Taşları yeme, taşları yemek yasak."

Bu paragraf kitabın son paragrafı.Taşları yemekten kasıt bu. İmkanım olsa tüm yazıyı almak isterdim buraya. Çünkü o yazının diğer kısımları da çokça çarpıcı ve uyandırıcı. 

Kitabın çarpıcılığını hiç olmazsa biraz olsun yansıtmak adına bir kaç alıntı daha yapmak istiyorum izninizle. 

"...,çünkü uşaklıkta ne kadar kıdemli olursanız o kadar iyi uşak olursunuz.Çok uşaklık ettiğiniz için bir efendi olma ihtimaliniz yoktur.Ama iyi öğrenci olursanız öğrendiklerinizin kullanılma alanına hâkimiyetinizin  artma ihtimali fazladır."   
-Çarpık ve Çarpışan Anlayış 

"İnsanlar bilen ama dürüstlükten uzak, başarabilen ama yanlışa saplanmış halde bulunabilirler.Bunun sebebi modern çağda düşünce alanının davranış alanından ayrı kabul edilmesi ve bütün düzenlemenin bu ayrımı yerleştirecek şekilde yapılmasıdır." 
-Düşüncenin Şirazesi

"Ne kadar inanç sahibi olduğu düşüncelerinin davranışlarına, davranışlarının düşüncelerine ne oranda uyduğuyla anlalışır." 
-Düşüncenin Şirazesi

"Bize uyanmamızı söyleyenler zımnen uyuduğumuzu da dile getirdikleri için bizim için pek sevimli olmazlar.Ama bize düşüncelerimizin uyanık, kendimizin de aydınlanmış bulunduğunu ima eden veya açıkça söyleyen herkes hoşumuza gider.Çünkü önümüzde girişmemiz gerekn bir zahmet, çekmemiz gereken bir sıkıntı yoktur.Doğrusu elimize geçmiştir artık.Buna karşılık birisi kalkıp bugüne kadar yanlış düşündüğümüzü, boşuna hayat geçirdiğimizi söylese kendimiz huzursuz olduğumuz gibi,bunu söyleyene de husumet duyarız.Çünkü eğer söylediğini kabul edersek yeni çabalara atılmamız,kollarımızı sıvayıp bazı işleri başarmamız gerekecektir.Üstelik yanlış içinde olmak duygularımızı zedeler." 
-Akılcı Genellemeler

"...Çünkü İslâm emekten yanadır,İslâm anti-emperyalisttir,İslâm bilimin ilerlemesini savunur gibi ifadelere başvurmak,hayatımızı yöneten değerlerin emekten yana olmak,anti-emperyalist olmak,bilimin ilerlemesini savunmak tarzında değerler olduğunu,yaşama amacımızın ne olduğu hususunda İslâm'ın bize hiçbir şey öğretmediğini gizlice itiraf etmek demektir. " 
-Sovyet Şûra  Demektir

"Dolandırıcılıkta ,dolandırılan kimsenin hileyi sezmesi gibi bir tehlike vardır.Ama insan kendi kendini kandırmayı seçmişse bu aldanışın ucuz ve kolay yolunda aldanan ve aldatan aynı tarafta olacak,sonuçtan sorumlu olan da aynı tarafta olacak." 
 Aldanmak Ucuz ve Kolay

"Yeryüzünün kirine,günahına,lânetine karşı yapabileceğimiz tek şey şefkate,sevaba,hayra hicret etmekten başka bir şey değildir bana sorarsanız.Müslümanca ve güvenlik alanına sahip olmaksızın dünyaya gösterdiği her tepki eğer samimi ise tırnaklarını yemekten başka bir yaptırım gücüne sahip olmayacak,eğer samimi değilse şeytanın arabasındaki tekerleğin daha hızlı dönmesine yardımcı olacaktır."
-Laf ü Güzaf

"Hakkı temsil etme iddiasıyla yola çıkan kimsenin hayat karşısında tutumu,görevlerini yerine getirirken gösterdiği hassasiyet ve samimiyet her şeyin temelini oluşturan belirleyici unsurdur.İnsanlar boyalı lafları değil de hayatlarının şeklini ilgilendiren sözleri dinlemeye değer buluyorlarsa bunun şaşılacak bir yanı yok elbet."
-İri Sözlerden Kaçmak

"Gerçekten bilgili olan kimse bilgisi ile kendine emniyet sağladığı gibi başkasına da bu emniyeti iletme imkânına sahiptir.Ancak bunun şartı var:Gerçek insandan bilgiyi almaya talip olan kimsenin sahte vasıflarından peşinen vazgeçmesi gerek.Bu yüzden gerçek bir yola giren kişiler bu yola girmeden önce sahte insanlar arasında kendini muteber kılmış bazı vasıfları varsa onları terk ederler.Hikmeti bünyesine kabul edebilecek kadar boşalmış kişidir varlığına gerçeğin nüfuz etmesi mümkün olan." 
-Gerçek İnsanlar

"Kazanç merkezinin ne olacağı insanın seçmesine bırakılmış.
Bakıyorsunuz ahlâkını kaybeden serveti kazanabiliyor,ruhunu kaybeden şöhreti...Bedenî rahatını kaybeden iç huzurunu kazanabiliyor."
-Kaybeden Kazanıyor

"Modern insan merdiveni tırmanıyor,ama çıktığı her basamak bir basışta kırıldığı için tepede,yalnız,çıplak,çaresiz kalmaktadır."
Hürriyet mi,Emniyet mi?

"Müslüman olarak yolumuz birbirimizi anlamaktan geçmiyorsa,hiçbir yere de varmayacak demektir."
Kendimizin Tıkadığı Yollar

Son olarak kitapta geçen bir kaç mısrayla bitireceğim. Charles Cross'a ait mısralar kitabın kavgasını anlatır nitelikte.Pek sevdim.

"
Ben bu hikayeyi düzdüm
Basit mi basit
Kudursun bazı adamlar
Ciddi mi ciddi
Ve gülsün diye çocuklar
Küçük mü küçük 
"

Öyleyse sağlıcakla kalın...
Kitapla kalın...

Yorumlar

  1. Ne hoş bir anlatım. Ve bir o kadar merak uyandırıcı :) Emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederiim biraz olsun kitabın duygusunu yansıtabilmişsem ne mutlu bana:)
      Ben de kalsa taş olacaktı umarım birilerinin işine yarar :) :)

      Sil
  2. Galiba benim de ilk İsmet Özel kitabım olacak bu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaa inşallah beğenirsin sen de benim gibi.Beni çok etkiledi bu kitap umarım layığıyla anlatabilmişimdir :) :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar