Ilgın Olmak #1

Merhaba;

Merhaba anlamının biliyor musun? Farsça kökenli bu güzel selamlaşma kelimesi benden sana zarar gelmez anlamına gelir. Sana bu hitapla yazmaya başlamamın altında yatan sebep de budur işte. Benden sana zarar gelmez az konuşsak olur mu?

Adım Ilgın.

Çok yaşlı sayılmam acayip genç de değilim. Teyzelerin kızım dedikleri yaştayım hala. Ama sorarsınız şimdi siz hangi teyzelerin? Otobüste yer verdiklerimizin hani günden gelip güne giden teyzeler, kırklı yaşın sonları ellili yaşların başlarındaki teyzeler işte.

Orta yaş sendromuna adım adım yaklaşan yirmilerin kızlarından biriyim.

Oje sürdüğüm zaman kurutucusunun da yanımda olmasını isterim.

Saçlarımı saç kremim olmadan yıkamam ve evde olduğum günler saçlarımı asla taramam.

İki düzleştiricim bir de maşam var. Maşayla bakışmak dışında bir şey yaptığımız yok ama düzleştiricilerle aram iyi oldukça iyidir.

Sabırsız biriyim. Beklemek denilen şeyden ne maksatla olursa olsun hoşlanmadı benliğim.Bu sebeple her yere dergilerle giderim bilim dergileri,moda dergileri,magazin dergileri falan. Okumaktan ziyade resimlere bakarım hızla çeviririm sayfaları. Fotoğrafik bir hafızam olsa ne güzel olurdu diye düşünürüm.

Çabuk taşarım. Saman alevi gibi değil ama bu daha çok bir evin tutuşması gibi önce kibrit sonra kağıt sonra perde, korniş,koltuk, kanepe, ev.

Bir pire için yorgan da yakarım gerekirse huylanıp da kaşınmanın alemi ne hem.Yorganlarla aramda pek iyi değil genel olarak ağırlık yapan hiç bir şeyi sevmem.

Çok zeki sayılmam ama zeki insanları severim.Zekiyim diye kasım kasım kasınan insanları sevmem. Kendini zeki sananları da sevmem.

Genel olarak temizlik yapmak hobilerimin arasında değil. Dağınık yaşamaktan hoşlandığım da söylenemez o konularda arada bir yerlerdeyim.

Yere burnu düşse almaz denilen gruba da giriyorum bazen. Hızırın tesbihini kaldırmayan gurup da beni çok sever mesela. Benziyoruz çünkü eee deli deliyi para parayı çekiyor madem tembel de tembeli çekiyor bir şekilde. Bizim neyimiz eksik.

Figen'i aradım cevap vermedi. Gittim kafeye bir çay istedim,açtım gazeteyi. Kafenin kendi gazetesi her masaya koyuyorlar ya hani onlardan. Kızlar kavga etmiş hem de kanlı bıçaklı. Bir kız da bir kıza mı aşık olmuş neymiş tövbe estağfur o da nesi. Sonra birileri evlenmiş, maç mı varmış neymiş ne zaman bu akşam mı kimle kim bana ne canım.

Biri sevgilisine kızıyor telefonda yok gelecekmiş de gelmemiş mi ne olduysa kızın cinleri tepesinde fır fır dönüyor.

Kız muhabbeti yapan birileri de tam arkama denk gelmiş. Bir de bana bakmıyormuş gibi yapıyor ya abi diyor oğlan. İşte o noktada benim kablolar kopmuş patlattım kahkahayı.  Herkes bir döndü baktı noluyor falan diye Figen geldi tam o zaman.İşte tesbihini kaldırmadım ama geldi hızır.Hal hatır sordu sarılma faslından sonra.Dedim hadi kalkayım ben önce Hızır iki mağaza gezelim.Şaşkın şaşkın baktı önce sonra kabul etti,şükürler olsun. Böylece olay mahalinden çabucak uzaklaştım.

Sonra muhabbetimize kaldığımız yerden devam edelim dedim  ama gitmedi elim klavyeye sana iki satır yazamadım.

Sana benden ve günümden bahsettim işte başka ne hakkında yazsam bilemedim.

Her neyse benim adım Ilgın tanıştığım insanları benimle tanıştıklarına gerçekten memnun etmek isterim.

Bunu deneyebilir miyim?