Üç Kitap- Bana Bir İşaret Göster- İbrahim'in Kaybettiğini Bulmasıdır- Ölü Bir Yazarın Anlattıkları

 Sevgili blogcum,

Mobilden yorumlara cevap veremediğim için cevap vermem gecikmeli oluyor. Bu can sıkıcı sorunu çözemedim bir türlü. Bir gün çözebileceğime inanıyorum. Bakalım ya nasip. O zamana kadar bu kusurumu mazur görmenizi rica edeceğim. 

Gelelim bugün niye geldim. Başlıktan anlaşılacağı üzere bugün de 3 güzelim kitapla gelmiş bulunmaktayım.


İlk kitap Bana Bir İşaret Gönder. 

Bu kitap işitme engeli olan kişiler ile normal insanların iç içe yaşadığı bir ada hakkında. Bu adada normal dünyaya oranla(muhtemel genetik sebeplerle) daha fazla işitme engelli insan var. Ana kahramanımızın kendisi duyamıyor, babası duyamıyor fakat annesi ve ağabeyi duyabiliyor. Adada böyle pek çok aile var. Durum böyle olunca da adadaki herkes işaret dili biliyor. Kendileri arasında duymamak hiç sorun olmuyor. Hatta kitapta, kimi zaman kimin duyuyor, kimin duymuyor olduğunu unutuyorum, diye bir cümle de geçiyor bir karakterin ağzından. Hasılı duymamak bu kasabada bir sorun değil. Ancak o yıllarda (1800'ler) genetik sebepler bilinmediği için bu insanları keşfeden bazı kötü niyetli kimseler bu insanlara musallat oluyor. Kahramanımız Marry'i epey üzüyor. Evet üzüyor ama ona kasabanın dışındaki yargılarla yüzleşme imkanı da veriyor. Beni derinden etkileyen bu kitabı okumanızı kesinlikle öneririm.

Alıntılar:

"Çünkü ancak verdiğimizde alır, bağışladığımızda bağışlanır ve öldüğümüzde sonsuz yaşama doğabiliriz."

"Sağırlık bir hastalık değildi . Sağırlığın beni bir şeyler yapmaktan alıkoyduğu tek şey duymaktı."



İkinci kitap İbrahim'in Kaybettiğini Bulmasıdır. Güray Süngü benim sevdiğim bir yazar. Mehmet'i Sakatlayan Serçe Parmağı son okuduğum kitabıydı. Tadı damağımda kalınca bir tane daha okumalıyım dedim. Veee harika bir tercih yapmışım. Çok sevdim. 

İbrahim bir gün işe gitmek için evden çıkıyor ama bir türlü apartmandan sokağa çıkamıyor. Birtakım olaylar yaşadıktan sonra öğreniyor ki İbrahim hayatını kaybetmiş. Ve İbrahim başlıyor kaybettiği hayatını aramaya. Tekrar eden cümleler, o gidilen yollar, yollarda karşılaşılan insanlar o kadar güzeldi ki. İbrahim kaybettiğini bulur mu bilemiyorum fakat hepimizin kaybettiğimiz şeyi aramamızın şart olduğunu düşünüyorum.

Alıntılar:

"...Ama döneceğin zaman gittiğin yere hangi yoldan gittiğini unutma ki, döndüğün yer başladığın yer olabilsin. Unutma ki bütün hikayelerde hazine kişinin kendi bahçesinde çıkar. Ama kişi kendi bahçesindeki hazineyi bile, yedi cihan dolaşıp da bahçesine dönmeden bulamaz. Yani aslında bahçede hazine filan yoktur, hazine eve dönüştür."

"Sen saray kapısında bir muhafız görsen, kralın kestiği kafaların hesabını ondan soracaksın yani. Öyle mi?"

"Su kendisi dökülmez yavrucuğum, hep bir döken vardır. Nehirler kendisi mi akar, ona bir ak diyen vardır. İnsan ne yaşasa oldum der, nereden dönse geldim der, oysa her şeyi ol diyerek olduran, olanı ve olmayanı kendine döndüren vardır."

"İnsan ulaşmak istediği şeyden uzak düşer durmaksızın. Ulaşırsa başlar zanneder hayat. Bunu mu diyeyim sana. Dersem inanırsın ama öyle değil. İstemektir, ulaşmaya çalışmaktır asıl dert. Ulaşmak yenilmektir. Ama hep ulaştırır hayat. İnsan da kazandım zanneder. Sonra sınav baştan başlar, tekrarlanır. Say ki zaman hiç akmaz. Çember gibidir, insan kuyruğunu kovalayan bir köpek gibi hep aynı adımları atar durur."

"Bir şeyi nerede kaybettiysen orada ararsın. Bir şeyi nerede kaybettiysen orada bulursun."

"Herkes kaybolur da, sadece bazısı kaybolduğunu anlar da bulmak için yola koyulur."

"Hayatımı kaybetmiştim ben. Dediler ki ararsan bulursun. Araya araya buraya kadar geldim. Ama aslında bulmak aramanın kendisiymiş, insan hayatını falan bulamazmış. Anlamadım."

"Ama, yaşayacağım oymuş diye yaşarsan onu yaşarsın. Yaşayacağım budur diyerek yaşarsan bunu yaşarsın. O bir rüya idi, ama hakikat bu dersen bunu yaşarsın. İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar. Madem hayatını arıyorsun, madem rüyadan uyandın. Niye rüyadakine gidiyorsun?"

"...hep yürürsen, hiç nefes nefese kalmazmışsın, nefes nefese kalmazsan hiç çöküp kalmazmışsın, bunlar mı anladı?"

"Çünkü hakiki şiir okurunun surat asmak hakkıydı."

"Nasıl gittiyse öyle mi döner insan?"

"Hadi yürüyelim. Yürümekle varılmaz. Durmakla da gidilmez." 

"İnsan zaten uzaklığı böyle anlar. Dibine kadar gelince."

"İnsanın yanılası gelmişse yanılır."

"İbrahim, sen güzel misin? Güzel olan Yusuf'tu, İbrahim kaybolandı. Hayır İbrahim asıl bulandı. Ama kaybolduğunu bilmeden insan neyi bulsun. İbrahim, anlamaya başladın mı, senin adın neden İbrahim?"

"Kendine bakmazsan ne yaparsın?

Taş olurum, dedi İbrahim. Ot olurum, balık olurum, kendini görmeyenin balıktan ne farkı vardır.

Bakınca balık olmuyorsan, sen bakmayınca sen ne olur? dedi ihtiyar.

Ben bakmayınca insan olmaz, dedi İbrahim. İnsan dönü kendisine bakmazsa insan olmaz.

Sen bakmazsan kim bakar? dedi ihtiyar.

Ben bakmazsam kimse bakmaz, dedi İbrahim."

"Sen her şeyin seninle alakalı olduğunu zannediyorsun, evladım, o kadar mı cahilsin? dedi."

"Yukarıya mı bıraktın ekmek ufaklarını? dedi.

Yukarıya bıraktım, dedi ihtiyar.

Ama onlar kuş, buraya serpseydin buradan da yerlerdi, dedi Ebru.

Ama o zaman onlar gelmiş olurdu, ben onlara götürmüş olmazdım, dedi ihtiyar.

...

Onlara yemi veren değilim, bari bahanesi olayım, dedi ihtiyar. Bari ola ola bahanesi olacağım, bunu bari hakkınca yapayım, diye ekledi."

"Hayat tekrarlardan ibaret, dedi adama.

Hep insanlar kendilerine özel zannederek, aslında herkesin yaşadıklarını yaşarlar. Ama onlara verdikleri tepkilerle insan olur ya da olmazlar."





Üçüncü kitabım Ölü Bir Yazarın Anlattıkları. Ömer Faruk Dönmez'le bir arkadaşımın hediyesi olan Hamza ile tanıştım. Hatta orada çokça geçen Narla İncire Gazel'le de Bilge Karasu ile tanıştım. Gerçi sonradan fark ettim, Kelimeler ve Notalar(H. Ali Toptaş) kitabında alıntısını beğenip, bloga yazmışım. Yıllar sonra Hamza ile okumak nasip olmuş.

Ölü Bir Yazarın Anlattıkları için ne diyebilirim bilmiyorum. Tüyler ürperticiydi. Yusuf Suresi'nin tefsiri(tam tefsir denir mi bilemiyorum tabi) vardı. Yusuf Suresi kıssaların en güzeli olarak geçer Kuran'da. İçinde kıssaların en güzeli olan bir kitaba kötü demek mümkün değil zaten. İçerisinde daha önce duymadığım, iki hadis vardı. Beni mahvetti, perişan etti.

Açıkçası ben okuduğum yazarlarda manevi bir yön arıyorum ki benim de o yönüm güçlensin. Cehaletim azalsın. Kurguda tabi bu aman aman bir tatmin getirmiyor. Yine de Allah'ı hatırlamak, hatta ve hatta ağız tadını kaçıran ölümü hatırlamak açısından bu kitap bana iyi geldi. Sert bir dili var ve eski kelimelerle bezeli. Başlarda anlamak hayli güçtü.

Okuduğum için memnunum. Bunda alıntı paylaşmak istemiyorum pek. Bir tanecik koyacağım:

"... Müslümanın edebiyatı da, siyaseti de, savaşı da aşkı da, Allah içindir ve dini alana dahildir."

İşte bu kadar.

Sevgiyle kalın.

Yorumlar

  1. ilk kitapta aklıma Coda filmi geldi nedense benzerlik hissettim :). Gerçekten güzel kitaplar fakat 3'ünü de okumadım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Coda filmini izlemedim. Bakacağım inşallah. :)
      Pek çok yazar ve kitap var, ortak zevklere sahip olduklarımızla bile o kadar farklı okumalar yapabiliyoruz ki çok normal. :)

      Sil
  2. 3 kitap da harika görünüyor, merak ettim, güzel paylaşım için teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne demek, ben teşekkür ederim yorumunuz için. Keyifli okumalar :)

      Sil
  3. Ayy hepsi de birbirinden ilginç sanırım ilk ikisi ile şansımı deneyeceğim. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaaaa çok mutlu oldum umarım beğenirsiniz, keyifli okursunuz :))

      Sil
  4. vay 3 yazarı da duymamışım, duyamayan ya da göremeyen insanlara ayrı bir sempati besliyorum, bununla ilgili kitap , film ayrıca dikkatimi çekiyor, bu açıdan ilk kitabı okumak isterim. Seni etkileyen alıntıları paylaşmana bayılıyorum, ben de yapıyorum bunu ve, hem okuyanlar ; "aaa bu söz benim de hoşuma gitmişti" diyebilsin, hem de okumayanlar için bir etkileşim olabilsin:) Seviliyorsun canımcım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsana onlarsız hayatın idamesi mümkün değilmiş gibi gelen şeylerden mahrum olan insanlar beni çok etkiliyor. O metanet, müthiş.

      Alıntı paylaşmayı ben de çok seviyorum. Ve deeee seni ve alıntılarını da seviyorum, en sevgi dolu yorumum bu olabilir:))

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar