Defolu İnsanlar, Kuş Sesleri, Kahve Tatları, Bizi terk etmesinden korktuğumuz bazı manevi şeyler

 Sevgili blogcum,

Şöyle başlayalım. İnsanın defolusu olmaz. İnsanın defosu olmaz bir kere. İnsan mükemmel değildir evet. Ama mükemmel olması da gerekmez zaten. Bu insandır bu değildir diyeceğimiz bir kıstas yoktur. İnsanı insan yapan başka vasıflar vardır tabi. Ama bunlar korkarım yetersiz hissettiğimiz değil de daha çok kör kalan noktalarımız.  Bu üzücü tabi. Tekamülün başlangıcı farkındalık. Yani sen gece horluyorsun diye, senin dişlerin hayallerindeki gibi muntazam değil diye, senin burnun estetik kıvrımına sahip değil diye, senin belin ince belli çay bardağı gibi değil diye, omuzların dar, kolların sıska, bakışların şehla diye defolu değilsin. Sen çayı sevmiyorsun diye, et yiyemiyorsun diye, ışıklar açık uyuyorsun diye ya da kendinde kusur gördüğün her neyse bunlar yüzünden eksilmiyorsun. Aksine sen oluyorsun. Bence bu müthiş bir şey. 

Biraz enerjim düştü. Sonra dedim ki kalk Şeyma gidiyoruz. Onlar öyle düşünüyor diye hiçbir şey öyle olacak değil. Birilerinin gülmesi beni hiçbir şekilde alçaltmayacak. Üstelik ben çok başka bir aşamasındayım olayların. Onların olduğu yerde değilim uzağım. Farkındayım. Kendimi biliyorum. Adım adım tanıyorum. Oh be. Başıma da bir ağrı saplanmıştı. Şimdi geçti. Çok şükür. İnsan kendine böyle zarar veriyor işte. Neyse ki artık çabuk atlatıyoruz. Zamanla hiçbir tesirleri kalmayacak. Bitti gitti. Benim dünyam benim hayatım ve benim güzelliğim. Basit insanların basit hayatları işte. Kimseyi aşağılamak değil niyetim  ve fakat kendimize, bu kadar uğraşa biraz saygı lütfen. 

Yoksa ben de bilirim yani başka başka şeyler yapmayı.  Sınırsız yaşamayı. Yarınlar yokmuşçasına. Öte dünya yokmuşçasına.  Yaşamayı bilmediğimizden değil. Hamdolsun Allah imkan da verdi. İmkanlar dahilinde bir tercih bu. Bilinçli bir şekilde yaşama tercihi. Sen git kafanı bul. Bulabilirsen tabi. İçindeki o ağrıyı öyle çözmeye çalış. Bende bu yöntem çalışıyor kardeşim bana dokunma. Ben boş boş yaşamak istemiyorum. Benim arkamdan birileri iyi insandı desin. Gülerdi desin. Yardım ederdi. Dinlerdi. Dağı, taşı, kuşu, böceği severdi desin. Bazen içine kapanırdı ama sonra taşardı desin. Hayatı dolu dolu hissederek yaşardı desin. Litrelerce ağlardı, dakikalarca gülerdi desin. Bizde böyle kardeşim. Her şey gerçek. Gerçeğe gelmek isterseniz buyurunuz. Hoş geldiniz. 

Kafayı bazı şeylere taktım. Bilmiyorum sanırım buna ihtiyacım var. Gerçekten biraz daha ben olmamı sağlayacak nokta orası belki de. Kimliğimi kabul etmek. Bundan artık kaçmak istemiyorum. Bu yolu gitmek istiyorum. Hadi bakalım. 

İnsanların anlamadıkları şeyler hakkında konuşması komik geliyor. İki satır okumaktan, araştırmaktan aciz ordan burdan duyduğuyla her şeye kafa tutuyor. Tut kardeşim. Tebrik ederim. 

İyi hissediyorum. Böyle sanki kafamda dönüp duran bir kavgayı ayırmışım gibi. O kavga bitmese de durmuş gibi. Güzel.

İnsan olmaya çalışmak, insan kalmaya çalışmak. Zarif olmak. Geçen de şöyle yazmıştım doğal bir şekilde zarif biriyken, gerçekten içinden gelerek ve sınırları aşmadan samimi kalabilirken, ne olduğumu ve ne olmadığımı bilirken kendimi neden bir savaşın içine atmak zorundayım ki.

Sevgili kendim,

Seni sen olarak, bir insan olarak, bir kadın olarak, bir bir okur olarak, bir yazar olarak, bir evlat olarak, bir kardeş olarak, bir mühendis olarak, bir asker olarak, bir teyze olarak, bir sevgili, bir eş, bir anne olarak bütün olduğun ve olabileceğin olasılıklarınla seviyorum. Öyle içimden geldi söyleyeyim dedim. 

Bazı şeyler geçiyor. Bazı şeyler iyiki geçiyor. Bazı şeyler güzelleştirerek geçiyor hayatlarımızdan. 

Sevgiyle...

Şeyma



Yorumlar

Popüler Yayınlar