Taslakta Kalmış Yazılar: Sosyal Medya ve Yolda Kalmak Üzerine


 

Sevgili blogcum;

Tarih belki de denildiği üzere tekerrürden ibarettir.

Fakat Heraklitos'un dediği üzere de aynı nehirde iki kez yıkanılmıyor.

Birtakım tartışmalar okuyorum. Hararetli yazışmalar. Merkez noktasını kaçıran. Bazısı başından beri merkez noktası olmayan konuşmalar.

Hak üzere olmak ciddi anlamda zor bir iş. Bunu rol yapmadan, kendini gösterme gayreti olmadan yapmak çarpı iki zor. En aşağı tabi.

Yaşadığımız şu gösteri çağında fotoğrafını paylaşmıyorsak görmemiş, okumamış, izlememiş; yazmamış, videosunu çekmemişsek düşünmemiş sayılıyoruz.

İşte internet çağında varlık göstermek ve gerçek hayatta yankıları.

Hiçbir zaman sosyal medyadan veya çeşitli mecralardan uzak biri olmadım. Doğum tarihimin getirdiği yaşlılığa dayanarak kimi zaman alerjik reaksiyonlar gösterdiğim söylenebilir. Bunu inkar edecek değilim. Gerçi yaşça benden daha büyük olanların benden çok daha kolay bir şekilde bazı şeylere adapte olmaları da bu bahanemi pekala çürütüyor. Çürümek demişken belki  de beni bazen uzaklaşmaya iten bu bitmek tükenmek bilmez çürük kokusudur diye düşünüyorum.

Sonuçta kendi minimal hayatımda herkesin sesini duymak zorunda değilim. Gerçek hayatta da tabi sesini duymak istemediklerimiz oluyor. Onlardan uzaklaşıyoruz, onlarla bağ kurmuyoruz, bir şekilde sınırımızı koruyabiliyoruz. Mesela iş yerimizdeki sevmediğimiz kişiyi evimize davet etmiyoruz, o kişilerle özel hayatımızı paylaşmıyoruz. Mesele sosyal medyaya geldiği zaman değişiyor. Beynimize onlarca düşünce ve hayat hücum ediyor. Bazılarını durdurabiliyoruz ama bazen kendimizi durduramayıp akışta parmak oynatmaya başlıyoruz. Aşağı ve yukarı. Sonsuz nahoşluk akışı. 

İzleyerek varlığına tanık olduklarımızdan ilham alarak, paylaşarak var olmak istiyoruz. Sonuç hayatımızı bilmemesi gereken insanlar yatak odalarımıza kadar girebiliyor. Biz de onlarınkine yakinen aşinayız. Korkunç bir döngü.

İnsanın iradesiyle büyük savaşı. Dopamin bağımlılığı denilen şey ciğerimize kadar işlemiş sanki. Yeni yeni hastalıklar, bağımlılıklar türetiyoruz. 

Yani sevgili blogcum zaman geçiyor. Hangisinin bizim, hangisinin birtakım araçlarla zihnimize konulduğunu bilmediğimiz arzularla savaşma gayreti hayli yorucu.

Üstelik nefsani açlığın asla doymayacak oluşuna ikna olmayışın getirdiği bir oburluk da bünyede hakim.

Yapılacak tek şey gayret etmek sevgili blogcum. Yolda kalmaya, yolda olmaya...

Sevgiyle...

Yorumlar

  1. Ne doğru, ne kadar haklısın. O yaş sınırı belki bende de vardır. Senden bile fazla hatta. :)
    Birşey paylaşmasam da bakmaktan geri kalmıyorum. Kalamıyorum galiba.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende de aynı durum hakim bakmak da otomatiğe dönüyor. Kıyaslamaya sürüklüyor insanı. Sağlıklı bir şekilde maruz kalmak zor. Kontrollü olmak lazım. Başarırız umarım akıl sağlığımız için.

      Sil
  2. Sosyal medyanın bu yanını düşününce biraz ürkütücü geliyor gerçekten. Bir yerden sonra bağımlılık haline geliyor ne yazık ki..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet maalesef. İnsanları yetersiz ve değersiz hissettiriyor iş kıyaslamaya varınca. Bu da anksiyete, sosyal fobi gibi hastalıkları tetikliyor bence. Allah sonumuzu hayretsin.

      Sil
  3. Ne güzel söyledin. Yolda olmak mesele.

    YanıtlaSil
  4. Öyle güzel anlatmışsın ki, döndüm bir daha okudum. ❤️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaaaa yorumun beni o kadar mutlu etti ki. Çok teşekkür ederim. ❤️

      Sil
  5. Çok güzel yazmışsın, çok doğru söylediklerin:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Sağlıkla kullanmayı başarırız umarım teknolojiyi :)

      Sil
  6. çok iyi ifade etmişsin evet artık hayat bu napçaaan :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet maalesef ki öyle yine de kendimizi ruhlarımızı muhafaza etmenin bir yolu vardır be yok mudur? vardır vardır :)

      Sil
  7. çok doğru insan nerede durması gerektiğini bilse ama nasıl? Ben bazen izliyorum bazı şeyleri sonra niye diye düşünüyorum, daha verimli geçirmem gerekmez miydi bu zamanı ama nasıl ? zor azizim, çok

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet gerçekten çok zor. Bir kere alışkanlık olmuş hepimizde. Bırakmak için de sistemli çalışmak gerekiyor. İrade gerekiyor çoğu zaman kolayı seçiyoruz. Allah yardımcımız olsun.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar