Birkaç Yılsonu İtirafı

 Sevgili blogcum,

Okuduklarımın çetelesini tutmadığım için az okumuşum hissiyatı geldi. Öyle bile olsa benim her günümde, dışarıya çıktığım her çantamda, günde on dakika bile olsa hayatımda kitap vardı. Ve bu yeterli. Büyüyen kocaman bir kitaplığım var. Binkitap uygulamasına okuduğum kitapları girmeye başladım. Unuttuğum bir sürü kitap var. Gördükçe eklemeye devam ediyorum. Hiçbir zaman tam sayıyı bilemeyeceğim ama olsun. Böyle de güzel.

Yılın başından beri yaşadığım şeyler rüya gibi.

Kendim oldum. Ve sevildim. Vay canına.

Meğer ben tanısanız seversiniz insanıymışım.

Tamam belki sevmeseniz bile saygı duyarsınız. Bu şartlar altında bu da bir şeydir. Zaten herkes de herkesi sevmesin, değil mi ama?

Bir sürü yer gördüm. Çok güzel, en en güzel yerler gördüm. Hissettim.

Kendimi kendim olarak sevmeye başladım. Başladım diyorum çünkü kendimizi ne kadar biliyoruz ki. Onun bunun dedikleriyle kendimizi tanımlayıp duruyoruz. Hayır arkadaşım ben o kişi değilim. Ben, benim. Merhaba dünya.

Yazmaya çalıştım. Hayran olduğum kişiden ders aldım. Sonra bıraktım, sonuçta denedim. Yine dene, yine yenil. Arada yenilme ama lütfen. Yine de pes etmedim. Ben başka patikadan yürümeliymişim gibi geldi. Bana iyi gelmeyen şeyleri bırakmakta bir tecrübe daha edindim.

Müthiş imrendiğim kişilerin hayatına yakinen şahit oldum. Şeyma dedim sen de fena değilmişsin. Tamam daha iyisi her zaman mümkün. Hepimiz için mümkün. Fakat bu şimdiyi değersiz kılmalı mı?  Sanmıyorum. En iyi mühendis, en iyi yazar, en iyi evlat, en iyi kardeş, en iyi gezgin, en iyi okur, en iyi bilmem ne olmadan da iyiyiz. Biraz soluklansak mı?

Aradığım her şeyi bulamasam da üzerimdeki bu suçluluk duygusu gittikçe azaldı. Gezmekten, görmekten, yaşamaktan korkmuyorum. Kimsenin bana borcu yok diye bana yapılan ilgisizliklere tahammül ederken, bir dakika ya benim de kimseye borcum yok dedim. Sonunda hayatlarımız bizim emanetlerimiz. Ne için kullanacağımızı seçmek de bir tercih.

İnsanın canını yakan anlar onu büyütüyor. Bana birileri için yaşamak çok erdemli bir davranışmış gibi gelirdi önceden. Kendimden vazgeçtim daha ne yapabilirim ki? Siz kendinizden vazgeçerseniz sizden vazgeçmeleri de o kadar kolay oluyormuş. Ve herkes biraz bencil olmalıymış çünkü öyleymiş zaten. Herkes her güzel anını paylaşamazmış. Her güzel yemeği, duyguyu, sıcaklığı, zaferi, mutluluğu... Kendini bencil olmakla suçlayıp durmamalıymışsın.

Bazıları hep ezber konuşurmuş. Hayat bize güzelmiş. Oh ne alaymış. Herkesin kendi tercihini yaptığını hatırlatmak isteriz. Üstelik bizim elimizde olmayan nice nimetle kuşatılmış bu kişilere biz bir şey diyor muyuz? Düne elhamdülillah, bugüne elhamdülillah. İnşallah yarına da elhamdülillah deme ümidi.

Öfkelendim. Affetmeye çalıştım. Affedemediğim için kendime kızdım. Kendimi suçlamayacağım dediğim her seferinde kendimi suçlarken yakaladım. Herkese hediyeler almalıymışım, herkese bütün vaktimi vermeliymişim, herkese hizmet etmeliymişim hissi zaman zaman gelip yakama yapıştı. Sonra bir şey oldu. Sen de Allah’ın hikmeti, ben diyeyim emek artı Allah’ın hikmeti. Şüphesiz sen istersen dünyalara yetecek kadar uğraş Allah istemezse hiçbir şey olmaz. Aydınlandım. Vermek evet sevmekti ama sadece vermek değildi. Kendini bir şeylere mecbur hissetmeden vermek sevmekti. Hem de her şeyi. Zamanı, hediyeyi ve bir bardak çayı. İnsan ruhunu çekiştiren yükü tanıyor da çekip atamıyor. Öğrendim.

İnsanlar beni yargılayacak diye korkup durdum. Durmadan kendimi yargıladım. Kimse beni yargılamamış bile olabilir. Yargılasa bile ne değişir ki? En sonunda bu hayatı ben yaşadım.

Herkese kendine merhamet et derken hep kendime diyordum. Kendime merhamet etmeliyim. Kendime eziyet etmemeliyim. Evet bana zulmedenlere dur diyeceğim ve buna kendim de dahilim. Diyemedim, desem bile durmamış olabilirim. Niyet tazeledim.

Güzel insanlar var. Bir şey diyeyim mi sanki daha da çoğalıyorlar.

Ben karanlık bir cepheden bakmayacağım. Kediler hâlâ ayaklarımıza dolanıyor, serçeler balkonlarımızda. Balkonlarda ve cam kenarlarında çiçek bakan kadınlar hâlâ var. Bir avuç insan hâlâ birileri okusun diye yazıp duruyor. Belki bir damla şifa bulaşır kulaktan kulağa.

Ümitle…

 

Şeyma

 


Yorumlar

Popüler Yayınlar