Uyanıyoruz, artık çık/ Şu kafanın içinden*

 Sevgili blogcum,

Bulduğum şeylerle ilgili biraz cimrilik etmem gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bazı şeyleri bazılarına göstermek o şeylere zulümdür. 

Kimseyi alçak veya yüksek gördüğümden de değil. Benim gözlerim nice sanatlara bu da ne ki harf yazmak diyen insanlar gördü. İşte bu benim kendime dediğim "ne var ki" lerin dışa dönmüş hali.

Ebru yapıyorum dediğim kişilerden bana saygı duyanlar da oldu, ee ne o yani para kazandıracak mı diyen de. Hülasa insan seçerek konuşmalı blogcum. Cevher bakmakla eskimez ama yorulur. Neden yorulsun, neden yabancı ellerin parmak izlerini silmek için uğraşsın dursun?

Gelelim bir diğer meseleye. Hayat aldığın yoldur. O yüzden 0'dan başlayanla -71'den başlayan bir değildir. Biri 0'a gelince helal olsun be sana neler başardın diyebilmelidir kendine. Diğeri 3'e, 5'e, 7'ye çıkınca onun gözüne vay canına görünebilir. Fakat mühim olan mesafedir. Şüphesiz Allah adildir. 

Yargısız baktığımı zannetmiyorum. Baştan ayağa yürüyen yargılarız. Otomatik bir uzaklaşma veya yakınlaşma hali. İnsana, mekana, konuşmalara... Şimdi kızgın değilim. Elimden bir şey alınmış gibi değil. Bir yerlerde bir şeyleri istemeyerek bırakmış da değilim. Bu veda gerekliydi. Üzücüydü ama gerekliydi. İçime ısıtılmış şiş sokan yerlerde fazla kalmamalıyım. 

Şimdi üzerimden birer birer izi gitsin diye uğraştığım bu sığlık. Görmezden geldiklerim, derdimi söyleyemediklerim, ben ne yaptım ki diyenler. Benimle yarışmanızı ben seçmedim. Kimseyle de yarışmadım ben. Biliyorum çünkü dünyada herkese yetecek kadar zenginlik var. Sevgi var, başarı var. Çekiştirip durduğun şey canımken bırak da iki çığlık atayım. Hakkımdır. 

Bilmiyorum üstünden atlayamazsam etrafını dolaşırım blogcum. Artık böyle, çok da önemli değil.

Zarf kapandı. 

Metanetle...

Şeyma

*: Evdeki Saat-Sustum

Yorumlar

Popüler Yayınlar