Çicek Vaktini Bilir
Sevgili blogcum,
İnsan yarası kadar bağırıyor gibi geliyor. Umrumda değil diyen herkes biraz daha umursayan tarafta. Bitti diyen herkes bir bitemeyişin mağduru. Herkes belli cephelerin mağlubu bu hayatta.
Yine de ne bileyim, umut elimizi tutup “hadi gidelim” diyen bir çocuk. Hayır diyemiyorsun. Ne olduğunu anlamadan ayaktasın, iki küçük ayağı takip ediyorsun.
İnsanların bana dair duyguları ne kadar önemli? Evet, sevilmek istiyorum ama bunun için yalvaramam, kendime ihanet edemem ya da başka türlü şeyler yapamam.
Meal okurken o hesap gününü yalanlayanların, “hani o hesap günü nerede?” diyenlerin tasvirini okudum. İnsanın tüyleri diken diken oluyor. İnsan olmanın getirdiği ağırlığı inancın gücüne yaslanarak hafifletiyorum. Beni duyan, gören, beni benim bildiğimden iyi bilen Allah. O küçük akılları ikna etmek gibi bir derdim hiçbir zaman olmadı. O gün yine doğru ve yanlış ortaya çıkar. Biz kendimizden kıyassız eminiz. Sizler kendinizi sorgulayın.
Bugün burada kendim olmak güçlüğü. Beni sıkıştırıp duran şeyler. Boş laflar. Acıtmak için söylenenler. Oysa ben kimseye işiyle ilgili, eşiyle ilgili bir talepte bulunmadım. Bulunmam da.
Kimsenin kendini sorgulamaya niyeti yok. Çok duyulmak istedim blogcum. Olmadı. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Ama teşekkür edebilirim, beni kendime getiren yolu açtınız.
Ben hiçbir zaman eksik olmadım. Tamamlanacak da değilim. Allah'ın benim için yazdığına, gayretimi eksik etmeden razıyım.
İçinizdeki yangın da sizinle ilgili. Suyunuz bende değil. Kaldı ki benim hayatım zaten çiçek çiçek. Daha da çiçeklensin duası daima dilimizde.
Yani canım, kimsenin kalbi demirden değil. Siz gerçi dağlayarak her türlü incitmeyi garanti ediyorsunuz.
Yine de bu can yanmaları, bu sancılar bizi bir yere çıkaracak.
Ve her çiçek gibi, ben de vaktim gelince açacağım.
Ne bir gün erken,
Ne bir kalbe eksik.
Sabırla...
Şeyma
Yorumlar
Yorum Gönder