Kimsenin Uzantısı Değilim, Olmayacağım

32 yaşındayım.

Ve evet, hâlâ bir ergen gibi savaş veriyorum.

Çünkü o savaşı zamanında veremedim.

Veremedim çünkü bana öğretilen hep aynıydı:

Uslu ol, sus, başkalarının yükünü taşı, isteklerin ayıp, ihtiyaçların fazla.


Benim çocukluğum başkalarının konforu için şekillendi.

Gençliğim “biri kırılmasın” diye susturuldu.

Hep “halleder” denilen bendim.

Halının altına süpürülen dertlerin süpürgesiydim.

Ama artık değilim.


Ben kimsenin uzantısı değilim.

Ne annemin yalnızlık korkusuna merhemim,

ne duyguya yer bırakmayan babamın gölgesiyim,

ne de kardeşlerimin hayatındaki geçici konfor alanıyım.


Benim de yalnız kaldığım geceler oldu.

Ben de çaresiz kaldım.

Ağladım, ezildim, dışlandım, yok sayıldım.

Ama kimse sormadı:

“Şeyma nasılsın?”

Soran olduysa bile cevabı duymadı.

Çünkü “iyiyim” cevabından başka bir şey kabul edilmedi bu evde.


Ve artık bir şey daha biliyorum:


Ben bir dinleme kutusu değilim.

Herkesin içini boşaltıp çekip gittiği bir alan değilim.

Benim de anlatacaklarım, susmak istemediğim anlar var.

Sadece anlayış göstermekle tanımlanamaz kalbim.

Benim de duyulmaya hakkım var.




Ben artık bu düzenin içinde kalmayacağım.

Kendi iletişim biçimimi ben seçerim.

Telefona istediğim zaman cevap veririm, istemediğimde vermem.

Mesajları da, buluşmaları da ben belirlerim.

Buluşmak istemezsem buluşmam.

Evimde kim kalacaksa, kaç gün kalacaksa, bunu ben belirlerim.


Ben kimsenin bedavadan tatil planı değilim.

Kimsenin yalnızlık sığınağı, duygusal çöp kutusu, yedek planı,

“Şeyma halleder ya”sı değilim.

Ben bir bireyim.

Bir kadın.

Kendi hayatının yöneticisi.


Gideceğim yeri kimseye haber vermek zorunda değilim.

Bana kötülük yapanların adını unutmam.

İki tatlı sözle her şeyin silinmesine izin vermem.

Saygısızlık gördüğüm yerde kalmam.


Ve evet…

O küçük kız hâlâ içimde.

Ergenliğini yaşayamamış, susturulmuş, hep güçlü olmak zorunda kalmış kız…

O bizi hayatta tuttu.


Şimdi ben ona sesleniyorum:


Seni seviyorum.

Bizi sen hayatta tuttun.

Şimdi seni ben hayatta tutacağım.

Artık tek başına değilsin.

Artık arkanda duran biri var:

Senin kendin.




Bu yazı bir isyan değil.

Bu bir özgürlük beyannamesi.


Ben artık sadece yaşıyorum demek istemiyorum.

Ben artık yaşayan bir insanım.

Ve bu hayat, benim.

Yorumlar

Popüler Yayınlar