Van Gogh, İçimizdeki Şeytan, Bitesice Karamazov
Sevgili blogcum,
Kültürel bir sirkülasyon içindeyim.
Geçtiğimiz günlerde İçimizdeki Şeytan kitabını okurken bir arkadaşım vesilesiyle oyununa gittim. Mükemmel bir denk gelişti. Tarihe not olarak burada kalsın isterim.
Dün aksam başka bir arkadaşımın davetiyle Van Gogh oyununa gittim. Geçen yıl beraber Saatleri Ayarlama Enstitüsü ne gitmiştik. Allah'ım arkadaşlarım çok güzel. Biraz da Van Gogh hakkında kültürlendik. Gerçi gözlerim kapaniyordu, önceki günden uykusuzdum. Oyuncu için esneyen bir izleyici olmak istemezdim. Demek beni dinlemeyenlerin de kendilerine göre makul sebepleri olabilir.
Karamazov içimizi yakan bir mesele olarak devam ediyor. Bitirmek istiyorum fakat okuyamıyorum bir türlü. Omuzlarım çürüdüğü için taşımaktan vazgeçtim. Ömrüm yeterse seni yeneceğim Karamazov.
Geçen bazı yazılarda fazla sert yazmış olabilirim. Kötü bir huyum.
Otobüs beklerken biraz sinirlenir gibi oldum. Dedim ki neye kızıyorsun? Mükemmel olamamama olabilir mi? Geç kalacagım. İnsanım ya hani. Bilerek yapmadım ya. Elimden bir sey gelmiyor, gelse yaparım ya. Sonra izbanlar, metrolar... İnsan sinirlenince bozuk klimalar tamir olmuyor. Ya da ne bileyim o sıkışık araçta türlü çeşit kokular. Arkadan ineceğim diye müsaade isteyen kişi. Yer olmamasından dolayı durağa kadar sabretmesi gerekliliği.
Şöyle küçük bir özet.
Bazı şeyleri unutmak istemiyorum.
Gayretle...
Şeyma
Yorumlar
Yorum Gönder