Uykuluk
Sevgili blogcum,
Siz anlamayacaksınız ama ben bazı kavgaları bıraktım.
İçimde tutup sürüklediğim bütün cesetleri bıraktım.
Arkadaşım sandıklarımı, severim sandıklarımı, beni sever sandıklarımı da bıraktım. Ne yapabilirdim ki?
Bir sabah uyanınca kendime şunu sordum. Şeyma sen buna hazır mısın? Hani biz hayaller kurmuştuk, hani pembe panjurlu evimiz olacaktı? Hazır degilmişim demek. Güzel. Artık bu hazır olup olmama işini de bıraktım.
Bana bileziklerini şıkırdatan yeni gelin nispeti. Böyle miydi? Biri garip bir video atmış. Mahremin tanımını anlatmak lazım.
Hayret hala dibimdesin, bir adım uzaklaşmamış aklın. Yine de sana bir şey diyeyim mi, ben de yaşlandım. Şu cennet yaşımda bir muştu, bir bir şey ne bileyim her şey çok güzel ve her şey çok güzele muazzam bir katkı. Bakma öyle yıllar sana da tesir ediyor. Yine de tesbih taneleri gibi her yanı tövbe izi. Biraz kaykıl da yanına uzanayım. Tatlı bir ninni mırıldansın dilin. Evvelce öğrettim. Hadi bakalım.
Sükunetle...
Şeyma
Yorumlar
Yorum Gönder