Ne boş kaygıların/ Korkma bana hiçbir şey olmaz*

 Sevgili blogcum,

Anlık öfke krizim geçti.  

Şimdi şahısları daha çok komik buluyorum.

Seni biraz rehabilete defterim gibi kullandığımı fark ettin mi?

Benimle konuşurken birkaç kez kıyamam, dedi.

Neyi göremedim diye düşündüm. Bir gruba dahil olmak gibi bir derdim var mı? Kabullenilmesem bu benim için zor mu olurdu? Sanırım hayır. Belki de mesafe o kadar da kötü bir şey değil.  Bazı ilişkileri devam edebilir kılan şey bu. Hayatımda durabilirsin ama o mesafede. Daha yakına gelmene müsaade etmeyeceğim. Oradaki ekip içinde kendimi fazla açtığım noktalar oldu. Bazı şeyler yaşanmasaydı her şey farklı olurdu muhtemelen ama bazı zamanları geri alma isteğim var. Allah affetsin olmadık kimselere olmadık değerler biçmek gibi kötü bir huyum vardı. Artık yok diyemem fakat artık kendimi biliyorum. İşte bunlar hep tecrübe. 

Kendime çalısma masası aldım. Masayı kurarken elimi yaraladım. Bir seyler yaparken kendimi kaybetme hallerim. Sonuç cok güzel. Heyecanlı birtakım çıkarımlarım oldu. Mesela bir vida çıkmıyorsa ötekine dene, o çıkmışsa tahtayı çevirerek parçayı sökebilirsin.  Hayatta bazı şeyler de bence böyle.  Bir kapıyı ısrarla çalıp duruyorsun. Açılmıyor. Git ötekini çal, ötekini ve ötekini. O sorun bir gün ortadan kalkacak. İşe yarıyor.

Trafikte bir abi beni erkek sanıp  seslendi. Yarım kırmızı kask takan kaç erkek var ortaya derhal çıksın. Neyseki dişil enerjim yüksek de böyle şeyleri takmıyorum ahahah. Allah sizi kahretmesin kör insanlar. Farkındalık sıfır. Algı yok. Bir havayı koklayım, enerji nasıl, efendime söyleyim mimik nedir jest nedir, hiç bilmiyorsunuz. İlla kafanız sürtecek bir yerlere. Sonra sonra çok ağlarsınız da biz evimizde ailemizle mısır patlatıp film izliyor oluruz. Ya da terasta mangal yapmışızdır dostlarla muhabbet sofrası. Ya da tatile gidiyoruzdur arabada şen şakrak türküler. Yol üstündeki derelere ayağımızı sokuyoruzdur. Küçük köy camilerinde namaz kılıp, insanlarla tanışıyoruzdur falan. Arkadaşlar çoğu oluyor çoğu şüphesiz Yaradan Allah bize de bir yazı yazmıştır, bir kader çizmiştir.  Bizim de çıktığımız bunca yol bir yere er geç çıkar. Öyle ki sonu güzel olsun. Zaten sonsuzluk da ora. Bu minnak zamanda gönlümüz de hoş olsun istiyorsak elbet bir sebebi vardır. Yine de asıl gaye Allah'ın razı olacağı bir hayattır. Zaten her şey rıza içindir. Allah'tan razılık boyutunda bir minik ilerleme.

Beni anladığını hiç sanmıyorum. O yüzden breadcrumbing ler bana çok işlemiyor. Ekmek kırıntısı evet. Ne güzel. Siz hayatı böyle yaşamayı seviyorsunuz, başarılar dilerim. 

Meselenin özü şu boynunu bükme, ellerini saklama, ruhunu ezme. Ne desem boş, insan istemezse değişmez, değişemez. Yine de akıllı ol. Dünya üç günlük kendine zehir etme. 

Ulen gene başladık birilerini kurtarmaya. Et istiyorsan zehir et, istiyorsan zıkkım et. Ay bana ne ya. 

İstiyorum ki milletin peşinden koşma. Senden yüz çevirene, sen de yüz çevir. Sen istiyorsun ki yüzü sana dönük olmayan da  illa sana baksın. Seni duysun. Duymaz işte duymayacak. Senle alakalı değil bu, o kendini de duymuyor zaten, hayatı kakafoni.  

Sana hakaret edilmesine izin verme. Bunun bir samimiyet nişanesi olmadığını bil. İlkel davranışlardan,gösterilerden bir sıyrıl, sürüden ayrıl. Dik dur, kurtlar bile saygı duyacak sana zamanla. Ayrıca nazikçe samimi olunabilir. İncitmeden sevilebilir. Denedik oluyor. Al sana tecrübe. 

Oldu bence. 

Namaz vakti. Kaçırmayalım. 

Bu arada laf aramızda ben daha istikrarlıymışım. Genel olarak bir şeylere tutunma bakımından diyorum. Hayranlık duygum kendime körlüğümdenmiş. Hiç demiyorsun. 

Selametle...

Şeyma

*: Athena- Ben Böyleyim