Bana gel diyorsun nasıl geleyim?
Sevgili blogcum,
Dönüşüm her zaman kötü değildir. Böceğe dönüşmek de bir dönüşümdür; fakat senin dönüşümün tam tersi de olabilir. Silkin.
Yok, efendim, alternatif çokmuş. Pastaymış, masaymış. Üçüyle konuşayım, beşiyle takılayım'mış. Bu da kenarda aperatif dursun'muş. Mesela bu, hangi haşerat çeşidi? Gerçi tabiata da hakaret etmek istemiyorum.
Pastaymış, dilimmiş, ısırıkmış. Senin asıl yüzünü görene kadar o çatal iştahla gelir. O kremayı deler ve gerçek senin katılığında kalır. Çatal yamulur da tövbe billah sen içini açamazsın. Açsan da facia zaten: boş. Hayret ki niye hayret? E, doldurmadın.
Heveslendiğin şeylerin bomboş şeyler olduğunu anlayacağın bir zaman gelir mi, bilmiyorum. Mesela bir arkadaşım delirirdi biri için. Şimdi açığını bana söylüyor. Ne münasebet? Senede bir konuştuğun kişiye sevdiğinin günahını söylememelisin. Acaba hiç kimseye de mi, bilmem.
Düşün, ey insanlık! O nöronlar bunun için. Ona buna hava atayım, benim malım fazla olsun, kocam yakışıklı, evim şatafatlı, evladım süper zeki… Olsun, gene olsun. Fakat anlamı kaçırdığın an zaten ölüsün. Ne eş kurtarır seni, ne evlat, ne para. Hepsi İbrahim’in kellesini uçurduğu put sürüsü. Baltayı kimin boynuna asmalı?
Kötüyle iyinin harmanlanmış insan halleri… İnsanın kendini beyaz sanması ne komik. Riyânın korkunçluğuyla yüzleşmek yerine sığınılan sahte bir unutmuşluk maskesiyle geziyoruz.
Biz de zaman oluyor kalkıyor, zaman oluyor yıkılıyoruz. Bizim de canımızı sıkan türlü çeşit olay vuku buluyor. Sonra neşelenecek bir sürü hikâye. Sevdiklerimizle tatlı anılar. Sevilmenin o şekersi tadı damağımızda. Dünya böyle bir yer: "Lâ râhate fiddünya."
Bana baktığında gördüğün şey sahici mi, değil mi? İpucu verelim: Başkasının yorumları ne kadar kulağında? Ne kadar bildin beni? Bilinmeyen sevilmez. Allah’ı da tanımadığımız için layığıyla sevemiyoruz mesela. Ve Peygamber’i (s.a.v.), ashâbını. Bu, elbette kendimizle eşitleme gayesiyle söylenmiş değil.
Fakat birini tanımak sevmek demek değil. Bu, kimseye duyduğun muhabbet biraz kalbî bir mesele. Kalpler Allah’ın elinde ve isterse seni cümle âleme sevdirir; isterse sevdirmez. Bazı zaman seni sevgiyle korur, bazı zaman sevgisizlikle. Bu, beşerin nazarında tabii. Fakat Allah kulunu daima sever. Yaşadığın son nefese kadar, Allah’a dönüşün gerçekleşene kadar şansın vardır. Ânbean yeniden yaratılışın bu sevginin bir işareti değil de nedir? Yaralanan bir yerinden, ufacık bir delikten kan sızsa ölürsün. O yaratılış korur seni. Bir deri hücresi. Pıhtılaşan kan. Allah seni seviyordur. Ecelin gelmemiştir. Kurtuluş ümidi capcanlı karşındadır.
Mana ve madde. Sadece madde penceresi dar. Mana penceresi, aklı aradan çıkarmakla mümkün ancak. Öyleyse denge.
Gayretle…
Şeyma
Yorumlar
Yorum Gönder