Otuz Üçe Üç

 Sevgili blogcum,

Bir yılın incelemesi.

Kendi tarafımda kalma imtihanıyla başlangıç. Yalanlar, iftiralar ve duruş. 

Şubatta Allah nasip etti, kutsal topraklara gittim. Medine, Mekke... Ah o ne güzel hatıra. O en güzel hatıra. Elhamdülillah. 

Ve yeniden nasip olması duası.

Döndüm ve hemen Balkan gezisine kaydoldum. Bir kere uçabildim. Özgürleştim. Yine yapabilirdim. Yaptım.

Sonra ebru. Başka özgürleşmeler. Dostluklar. Biten arkadaşlıklar. İnsanın ham halleri. İnsanın olgun halleri. 

Hikayeler.

Kendine sahip çık.

Tanımadığın kişiden kork. 

Sen bir hanımefendisin. Evet evet öylesin. Her şeye göğüs germe. Elini uzatma. Kucak açma. Savaşma. Kavga etme. Hayır de. Üz. Üzülme. Geç git. Asık suratlı ol. Her soruya cevap verme. Çok yaşa, az konuş. Şikayet etme. 

Çalış. Dinlen. Yorulduğunda yaslan. Dik dur. Eğil. 

Kim seni değerlendirecek o yüce makam?

Ailen senle yaşamıyor mu vah yazık, ziyarete gelmiyor mu? Kira,market, fatura ve güvenlik. Başkasının kaygısı. Evlenmedin mi yoksa evlenemedin mi? Ya çoluk çocuk? Yaşın geldi, yaşın geçti, yaşın dört nala, 180 nabız.  

Ev işlerinden sınıfta mı kaldın?

Araba da mı almadın? Alamadın?

Şu adamlar hiç fena değil. Kime göre ve niye? Sevilmek için fedakarlık et. Önce unut kendini. Sonra biraz hizmet et. Çokça hizmet et. Yine sevilmedin mi? Yatacak yer, yiyecek ekmek. Yeter. Yetmedi mi?

Çok şey bekliyorsun. Mesela akıl sağlığı fazla kriter. 

Kültürel şok. Okudu mu, yazdı mı? Anladı mı, anlamadı mı? Hissetti mi? Demek anlamak işe yaramadı. Demek hissetmek. Demek başka bir şey lazım. Bir karışım. Zencefil,bal,limon, portakal. Shot . Kelle paça ya da biraz kolajen. Herkese biraz botoks lazım, ey estetik zevkten mahrum insanlık biraz ütü, biraz hamaratlık lütfen. 

Ya kader?

Dur iki konuşup vakit geçireyim insanı olmamanın getirdiği ağırlık. İştah kabartan şeylerin gün gelip mide bulandıracağını göreceğiniz o gün, iple çektiğim. 

İyi kere iyi bile iyi etmezken. Hiç de tanımadığımız insanlara övgüler.

Cimriliğin boyutları. Doğum günü pastası. Kabz hali işte sık sıkabildiğin kadar. Ne çıktı, hiç. Kuru gürültü. Daimi ıkınma ve kanama hali. 

Sonra yazılım arkadaşlar benim boğazıma dayanmış bir bıçaktı. Şu şah damarım kesilmediyse, bana ordan daha yakın olan sayesindedir bilinsin.

Tesir kere tesir de biraz intihar süsü. Ne bileyim kurumsal yüz. Reklam ya da intikam. Olursa alınır. Fakat biz bunları aştık.

Sonra aştım dediğim her şeyi sekiz yüz kere daha anlatmam. Aştımsa da aşmadımsa da ben bu dağı çepeçevre üç yüz kere dolaştım. 

Anka kuşu. Kırlangıç ve en çok martı. 

Biliyor musun ben gülerek kaçıyorum acılarımdan. 

Neyse.

Biraz da kabulleniş. 

Yazarım daha. 

Selametle...

Şeyma


Yorumlar

Popüler Yayınlar