Biz Biliyoruz da mı Yaşıyoruz Be Osman
Sevgili blogcum,
Bir süredir okuyamama hastalığına düçar oldum. Zinhar başladığım şeyleri bitiremiyorum. Dikkatimi veremiyorum, keyif alamıyorum. Yıldım.
Sevmediğim biri benim beğendiğim bir şeyi övünce onu bırakıp kaçasım geliyor. Çocukça. Ayrıca insanlar samimi bile değiller. O yüzden sevdiğim şeyi sevmeye devam edeceğim. Ve bu şey ne olursa olsun hayatıma müdahale edemeyecekler. Çünkü sen bunu yaparsın Şeyma, defalarca kere yaptın.
Öğlen çıktım tek başıma yürüdüm şu kitabı bitirecek gibiyim ve ne kadar mesudum bilemezsin, blogcum.
Doğmak istememekle, ölmek istememek savaşır herhalde blogcum. Ne olursa olsun ölecek olduğumu bilsem bile, hafiften tadım kaçsa bile yaşamayı seviyorum. Bütün o karın ağrılarına rağmen. Stres seğirmelerine rağmen. Kritiklere rağmen. Nasıl gidiyorlara rağmen. Ve bazen bana bile rağmen.
Sanki böyle bir kırılma noktasında gibiyim. Eskisi gibi olamaz mıyım acaba derken, hadi koş da geç şu kapıdan artık arası bir yer.
Kendine merhamet etmeyip başkasına merhamet edenlerin bunu alış veriş olarak yapmak istediklerine dair bir video dinledim. Ona merhamet veriyormuşuz ki o da bize versin. Ama tabi vermiyor. Vermeyecek. Kendine merhamet et o yüzden. Biraz kucaklaş, başını okşa. Ne güzelsin kız de. Helal olsun sana de. Kendine diyemiyorsan bana diyebilirsin. Ben de seni eşit derecede öveceğim. Makul bir anlaşma. Aslansın, kaplansın, yaparsın aşkım.
Ve kapanış.
Afiyetle...
Şeyma
Her şeye rağmen yaşamdan kopamıyoruz. :) İnsanlar kötüyse hayatın suçu ne? Doğduğumuza göre düzgünce yaşamaya çalışmalıyız. :)
YanıtlaSilHadi bakalım gazamız mübarek olsun :)
Sil