İki Kitap- Tanrı Sevgisi ve Bahtsızlık- Atomik Alışkanlıklar




 Sevgili blogcum,

Bu haftalardaki okumalarım epey dağınıktı. Genelde dağınık okumayı severim. Bu özgürlüğün bana ilham verdiğini de düşünürüm. Fakat bu okumaların bazıları sanki sadece bana ilham veriyormuş gibi geliyor. İçinden geçtiğim olaylar diziniyle birebir eşleşen. Benim yaralarıma nazikçe üfleyip, tentürdiyot süren okumalar. Her zorlukla beraber gelen birtakım kolaylıklar. Şükür hali ve sükûnet.

Bu hafta anlatacağım iki kitabın birincisi Yağız Gönüler vesilesiyle varlığından haberdar olduğum ve bir alıntısına vurulduğum için derhal edinmek istediğim Tanrı Sevgisi ve Bahtsızlık kitabı. Hacim olarak epey küçük olan bu kitap, iki bölümden oluşuyor. İlk bölüm kitaba adını veren "Tanrı Sevgisi ve Bahtsızlık" ve diğer bölüm "Dostluk". Bu iki bölümden sonra yazara dair düşünceleri belirten bir çok insanın yazısı yazısı var. Kimisi tanıdığımız kişiler, kimisini ben şahsen tanımıyorum. Daha kültürlü okurlar hepsini tanıyabilir tabi. 

Kitapta felsefi düşünceler yoğun yine de okumanın ve anlamanın zamanla kolaylaştığı bir akışı var. Benim ilk okumam için böyleydi diyebilirim en azından.

Gelelim en sevdiğim yere, alıntılar:

"Bir insan köle olduğu zaman ruhunun yarısını kaybeder."

"Bahtsızlık katılaştırır ve umutsuzluğa iter çünkü kızmış demir gibi, kendini aşağılamanın, kendinden nefret etmenin, hatta tiksinmenin ve suçun mantıksal olarak yaratacağı ama işte yaratmadığı suçluluk ve lekelenmişlik hissinin damgasını vurur ruhun derinlerine."


"... herkes bahtsızları az ya da çok hor görür, neredeyse kimse bunun ayırdında olmasa da."

"Günah bir mesafe değildir. Bakışın yanlış yöne çevrilmesidir."

"Ama bir insan Tanrı'dan yüz çevirdi mi, kendini yalnızca yerçekimine teslim eder. Ardından istediğini ve seçtiğini sanır ama o sadece bir şeydir, düşen bir taş. 

...

Suçlu diye adlandırdığımız kişiler rüzgarla bir çatıdan kopup rastgele düşen kiremitlerden başka bir şey değildir."

"Belli bir durumda Tanrı'ya itaat etmediğimiz duygusuna kapıldığımızda, bunun tek anlamı bir zaman boyunca itaati arzulamayı kesmiş olmamızdır."

"Bir çırak yaralandığında ya da yorgunluktan yakındığında, işçilerle köylülerin şöyle güzel bir sözü vardır "Meslek bedenine işliyor." Ne zaman acı çeksek, evrenin, dünya düzeninin, dünyanın güzelliğinin, yaratımın Tanrı'ya itaatinin bedene işlediğini hakikatle söyleyebiliriz."

"Nasıl ki sadece gemicilik el kitabı okumakla kaptan olunmuyorsa, sadece neşeyle de Tanrı'nın dostu olamayız."

"Eğer sevdiğinde bir haber getirdiyse ulağın kibar ya da kaba olmasının ne önemi vardır aşık için?* "

*:Burada acının da neşenin de Tanrı'dan geldiğini vurguluyor. Beni çok etkileyen bir alıntı oldu. Lütfun da hoş kahrın da anlayışına yakın bir yaklaşım.

"Bir insanın başka bir insan bağlılığı sadece ihtiyaçtan ibaretse, korkunç bir şeydir bu. Dünyada ek az şey bu çirkinlik ve korkunçluk derecesine ulaşabilir."

"Bağımlı olduğumuz şeyden nefret ederiz, bize bağımlı olan şeyden ise tiksiniriz."

İkinci bahsedeceğim kitap herkesin en az bir kere bir yerlerde gördüğü bir kitap. Küçük değişikler, büyük sonuçlar. Atomik Alışkanlıklar. 

Atomik Alışkanlıklar kitabının tanıtımına dair birkaç video izlemişliğim vardı. Kitabın içeriğine yeterince hakim olduğumu düşünüyordum. Kitap bildiğim şeyleri anlatacaktı öyleyse okumam gerekmiyordu. Yanılmışım. Kitapta bilmediğim pek bir şey yoktu evet ama bir alışkanlık kazanmanın adımlarını bu şekilde görmek beni öngörülemez bir şekilde değiştirdi. Okunması oldukça kolay olan bu kitap ne olursa olsun benim için okunmaya değerdi. 

Alıntılar:

"Kendinizle ilgili inançlarınızı değiştirecek güce sahipsiniz. Kimliğiniz taşa kazınmadı. Her an seçme şansınız var. Bugün seçtiğiniz alışkanlıklarla , bugün pekiştirmek istediğiniz kimliği seçebilirsiniz."

"Alışkanlıklarınız değiştirmenin en etkili yolu ne elde etmek istediğinize değil, kime dönüşmek istediğinize odaklanmaktır."

"İnsanlar da böyledir. Grubun normlarına uymak için muazzam bir iç baskı vardır."

"Ana fikir alışkanlıklarınızı başlayacak kadar kolaylaştırmaktır." 2 dk Kuralı

"En iyi yol her zaman iyi giderken durmaktır." Ernest Hemingway

"Asla iki kez atlama."

"Sıklıkla alışkanlıklarımız konusunda ya hep ya hiç döngüsüne düşeriz. Sorun tökezlemek değildir; sorun, bir şeyi kusursuz yapmayacaksanız hiç yapmamanız gerektiğini düşünmektir."

"Size kolay gelen şeyler üzerinde çok çalışın"

"Motive olmuşken herkes çok çalışabilir. Farkı yaratn, işin heyecan verici olmadığı zamanlarda da işe devam edebilme becerisidir."

"Uğruna yaşayacak bir neden olan kişi neredeyse bütün nasıllara dayanabilir.*" Nietsche

*: Bu alıntıyı İnsanın Anlam Arayışı'nda da görmüştüm. Ve bana büyüleyici geliyor. Yaşamak için bir neden, ilerlemek için, durmamak için, bir şekilde bir umudu yaymak için, güzel bir şeyleri temsil etmek için, büyüklerimizin dediği gibi dünyada bir hoş sada bırakarak çekip gidebilmek için. Her şey için bir "neden".

Sevgiyle kalın...


Yorumlar

  1. İlk kitap farklı görünüyor, ilginçmiş. İkinciyi çok duydum ama hiç merak etmemiştim. Tanıtımlar için teşekkürler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim. :) İlk kitap ilginç ve güzeldi. Simone Weil tanıdığıma memnun olduğum bir yazar oldu. Yahudiyken katolik olan bir kadın yazar. Radikal düşünceleri var zamanına göre oldukça ilginç. Acaba dedim İslam la tanışma fırsatı oldu, olsaydı ne düşünürdü ya ne düşündü? Merak uyandırdı kadın bende.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar